İcra mahkemesine yapılan ihalenin feshi şikayetinin yasal yedi günlük süreden sonra olduğu, ilk derece mahkemesince, şikayetin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken esastan incelenmek suretiyle kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsiz olduğu-
Alacaklı banka vekilinin elektronik imzalı dilekçe ile davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiği ve vekaletnamesinde davayı kabule özel yetkisi bulunduğu görüldüğünden ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, taşınmaz yönünden, satış tarihinden evvel ipotek alacağının sona erip ermediğinin ipotek alacaklısından sorularak tespit edilmesi, ipotek alacağı devam ediyor ise miktarının belirlenmesi, ayrıca ipotek alacaklısının, satıştan evvel ipotek bedeli altında satışa muvafakat edip etmediğinin yöntemince araştırılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Satışı istenen taşınmazın dava dilekçesinde belirtilen yerde bulunmadığı, ihalenin feshi davasına konu edilen taşınmazın ada ve parsel bilgisi tespit edildikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Alacaklı vekilinin takip masraflarından feragat etmesi nedeniyle satış bedelinin masrafları karşılamadığından bahisle ihalenin feshine karar verilemeyeceği, borçlu tarafından ileri sürülen diğer fesih nedenleri de yerinde olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
İcra müdürlüğünce hazırlanan satış kararında,satış ilanında ihalenin 10.40–10.50 saatleri arasında yapılacağı belirtilmesine rağmen, açık artırma tutanağında ihalenin 10.40–10.40 saatleri arasında yapıldığı tespit edildiği, ihalenin ilan edilen başlama ve bitiş saatleri arasında gerçekleşip gerçekleşmediği tereddüte mahal bırakmayacak şekilde belli olmayıp bu husus başlı başına fesih nedeni olduğu-
Satış bedelinin, muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerektiği, satış bedelinin, taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu anlaşılmış olsa da, satış ilanı ve kıymet takdiri tebliğlerinin usulsüz olduğu ve borçlunun kıymet takdirine itiraz ettiği, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalenin feshine karar verilmesi, muhammen bedelin altında olması halinde ise zarar unsuru oluşmayacağından ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
İhalenin feshi isteğinin reddedilmiş olmasının yolsuz tescil nedenini ortadan kaldırmayacağı, mülkiyet hakkına dayalı davaların her zaman açılabileceği- Tescilin ayni bir hüküm ve sonuç meydana getirebilmesi için geçerli bir hukuki sebebe dayanması gerektiği, çünkü hukuk sistemimizde tapu kayıtlarının oluşumunda ‘illilik’ diğer bir anlatımla ‘sebebe bağlılık’ prensibi esas alındığından bu prensip uyarınca tescilin geçerli ve haklı bir sebebe dayanması zorunluluğunun bulunduğu- Bu hususun TMK.’nin 1024. maddesinin 2. fıkrasında ‘Bağlayıcı olmayan bir hukuki işleme dayanan veya hukuki sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur’ şeklinde açıklamanın yer aldığı- Yasa maddesindeki bu tanımdan anlaşılacağı gibi; gerçek hak durumuna uymayan tescilin yolsuz tescil olduğu-
Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi, başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu, mahkemece, şikayetin kabulü ile, ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun kıymet takdirine itirazı üzerine mahkemece taşınmazın değeri kesin olarak belirlendiğinden,mahkemece belirlenen bu değer yerine icra müdürlüğünce belirlenen değer üzerinden ihale yapılmasının usulsüz olduğunun kabulü gerektiği, ihale bedelinin yazılı muhammen değerin % 50'sini ve satış masrafını karşılamadığı, taşınmaz ihalesinin re'sen nazara alınarak feshine karar verilmesi gerektiği-