İİK. 129da, "rüçhanlı alacak" ile kast edilenin satış yapılan dosya alacağına rüçhanlı alacaklar olduğu- Takip yapan ipotek alacaklısının alacağına rüçhanlı alacak yok ise; rüçhanlı alacağı karşılama ilkesinin tartışılmayacağı- İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibini yapan ve satış isteyen ipotek alacaklısı bankanın, alacağının altında satış yapılması mümkün olup; ipotek bedelinin altında satılmasına muvafakatinin aranmayacağı-
Borçlunun yasal süresi içerisinde süre tutum dilekçesi vermesi, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren gerekçeli istinaf dilekçesi sunmaması halinde, kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere istinaf isteminin incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
İhalenin feshi istemi reddedilen davacı aleyhine para cezasına hükmedilmesi gerektiği- Kamu düzenine aykırılıkta aleyhe bozma ilkesi nazara alınamayacağı-
Kıymet takdirine itiraz davasının; İİK'nun 128/a maddesinde düzenlenmiş olup, icra müdürlüğünce satışa konu malın bilirkişi marifetiyle yaptırılan değer tespitinin yerinde olup olmadığını tespite yönelik bir şikayet olduğu - Bu şikayette ilgilinin, icra müdürlüğünce yaptırılan değer tespitinin yerinde olmadığı, malın belirlenen değerinin gerçek kıymetini yansıtmadığı iddiasıyla mahkemeye başvurmuş olduğu - Mahkemece yapılacak işin; icra müdürü tarafından belirlenen değerin, taşınmazın gerçek değerini yansıtıp yansıtmadığı, bir başka ifadeyle icra memurunun işleminin doğru olup olmadığını denetlemekten ibaret olduğu - Dolayısıyla mahkemenin, oluşturduğu bilirkişi kurulu ile, icra müdürünün kıymet takdiri yaptırdığı tarih itibariyle taşınmazın değerini belirleyeceği -
İhaleye konu taşınmazın mülkiyeti ihale tarihinden önce TMK 716 gereği hükümle yeni malik 3. kişiye geçtiği, tescil için tapuya müzekkere gönderilmemesi suretiyle mülkiyet durumunun sicile yansıtılmadığı ve satış kararı tarihinde taşınmazın borçlu adına tapuda kayıtlı gözüktüğü gözetildiğinde, borçlu adına kayıtlı olmayan taşınmazın ihale tarihinde bu durumu bilmeyen şikayetçiye yeni malikin de haberi olmadan ihale edilmiş olması karşısında ihale alıcısı yönünden taşınmazın esaslı unsurlarında hata teşkil edeceği ve bu durumda 3. kişi ihale alıcısına genel mahkemede dava açması yönünde bir yükümlülük yüklenemeyeceği, taşınmazın ihale alıcısı adına tescilinin yapılamaması, şikayetçi ihale alıcısının taşınmazın esaslı vasıflarında hataya düşürülmesi niteliğinde olup, bu husus İİK'nun 134/7. maddesi uyarınca ihalenin feshi sebebi olduğundan ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
İhaleye konu taşınmaz üzerindeki ipoteğin, toplu rehin kapsamında olmadığı anlaşıldığından taşınmazın takibe konu diğer taşınmazlardan ayrı olarak satılarak paraya çevrilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı gibi bu hususun ihalenin feshini de gerektirmeyeceği-
İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneğinin borçluya tebliğ edilmesi gerekeceği- Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- Satış ilanının borçluya, satışa hazırlanabilmesi, kendince gerekli duyuruları yapabilmesi ve daha fazla müşteri bulabilmesi için satıştan makul bir süre önce tebliği gerektiği-
Bölge Adliye Mahkemesince bozma kararına direnilmesi ve bu kararın alacaklı ile ihale alıcısı tarafından temyizi üzerine yeniden incelenmekle, taşınmazın kıymet takdirine ilişkin tespit edilen değerin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması göz önüne bulundurulduğunda, Bölge Adliye Mahkemesi ........Hukuk Dairesi'nce verilen kararın yerinde olduğunun anlaşıldığı-
Borçluya satış ilan tebliğinin usulüne uygun yapıldığı isabetli olarak tespit edildiğine göre, ilk derece mahkemesince, şikayetin süre aşımı nedeniyle usulden reddine ve para cezasına yer olmadığına karar verilmesinin gerekeceği-
Dava konusu taşınmaza; davalı ve davacıların murisi 1/2’şer payla malikken, açılan ortaklığın giderilmesi davası sonucu ihale ile davacılar satın aldığından mülkiyetin ihale tarihi itibariyle geçeceği ve ihale tarihi itibariyle taşınmaza tam malik olup, bu husus gözetilmeden, davacıların ½ pay sahibi olduğu kabul edilerek ecrimisil hesap edilmesinin doğru olmayacağı- Ecrimisil davalarında talep olması halinde, bilirkişi tarafından her yıl için saptanan ecrimisil miktarına tahakkuk tarihleri olan dönem sonlarından (her yıl için 31 Aralık tarihinden) itibaren yasal oranda faize hükmedilmesi gerekeceğinden toplam ecrimisil bedeli için, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesinin doğru olmadığı-