Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece hükme esas alınan bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda, değerlemenin yapıldığı tarih açıkça belirtildiğinden, iki yıllık sürenin, icra müdürlüğü değerlendirme tarihinden değil, bilirkişi raporunda belirtilen tarihten başlayacağı ve ihalenin feshi isteminin buna göre değerlendirilmesi gerektiği-
İhalenin feshi şikayetinde, yalnızca satış isteyen alacaklının, borçlunun, hukuki yararları olmak koşuluyla tapu sicilindeki ilgililerin ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenlerin bulunabileceği- Tapu sicilindeki ilgililer kapsamına, tapu sicilinde tescil edilmemiş mülkiyet veya sınırlı ayni hak sahiplerinin girmeyeceği ve yorum yolu ile de tapu sicilindeki ilgililer kavramının genişletilemeyeceği- İhale öncesinde tapuya tescil yapılmadan kesinleşmiş mahkeme kararı ile TMK'nın 705. maddesi uyarınca taşınmaz mülkiyetini kazanan kişinin ihalenin feshini isteyemeyeceği, ancak bu kişi mülkiyet hakkına sahip olduğundan maddi hukuktan kaynaklanan bu hakkına ve yolsuz tescil hukuksal nedenine dayanarak genel mahkemelerde tapu iptali ve tescil davası açabileceği- Şikâyetçi üçüncü kişinin ihaleye konu taşınmaz hakkında açmış olduğu tapu iptali ve tescil davasında, şikayetçi lehine karar verildiği dolayısıyla, şikayetçinin, mahcuz taşınmazın kendisine ait olduğunu iddia ederek icra mahkemesine başvurmasında hukuki yararı bulunmakta ise de şikâyetçinin İİK mad. 134/2 kapsamında olup olmadığının resen değerlendirilmesi gerektiği- İhaleye konu taşınmazın tapu kaydında şikâyetçi lehine Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ihtiyati tedbir şerhi konulmuş ise de; söz konusu ihtiyati tedbir kararı cebri satışı engellemeyeceğinden lehine ihtiyati tedbir şerhi verilmiş olması şikâyetçiyi İİK mad. 134/2 fıkrasında yazılı ilgili konumuna sokmayacağı-
Kesinleşen kıymet takdirinin, yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemeyeceği- Borçlu tarafından icra müdürlüğünce alınan rapora itiraz edildiğinden iki yıllık sürenin, icra müdürlüğünce aldırılan rapordaki değerleme tarihinden başlayacağı-
Borçlu vekilinin "belirlenen değerin yüksek olduğunu" ileri sürerek kıymet taktirine itirazı sonucu icra mahkemesinin kararı ile taşınmazın değerinin daha düşük tespit edilerek satışın mahkemece belirlenen bu değer üzerinden yapıldığı anlaşıldığından ve satışa esas alınan kıymetin icra müdürlüğünce belirlenen kıymetten düşük olması borçlunun talebi üzerine icra mahkemesince verilen karar nedeniyle olduğundan bu hususun fesih nedeni yapılmasının hatalı olduğu-
Şikayet üzerine ödeme emrinin, usulsüz tebliğ edildiğinin tespit edildiği, bu nedenle icra dosyasında yapılan tüm işlemlerin geçersiz sayılmasına karar verildiği böylelikle haksız olarak haczedilen ve muhafaza altına alınan ayakkabıların yedieminde kaldığı, davacının ayakkabılarının haksız bir şekilde haczedilip muhafaza altına alınarak yediemine teslim edildiği ve icra mahkemesince, yapılan haciz ve muhafaza işlemlerinin geçersiz sayılmasına karar verildiği göz önüne alındığında, hukuka aykırı olarak haczedilen malları teslim alması için davacının yediemin ücreti ödemesi beklenemeyeceğinden, yediemin ücretini ödeyerek ayakkabıları teslim alma yükümlülüğünün malları hukuka aykırı haczettiren davalıya ait olduğu-
Kesinleşen kıymet takdirinin, yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemeyeceği- Borçlu tarafından icra müdürlüğünce alınan rapora itiraz edildiğinden iki yıllık sürenin, icra müdürlüğünce aldırılan rapordaki değerleme tarihinden başlayacağı- Kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren, iki yıldan fazla süre geçtikten sonra ihale gerçekleştirilmiş olup, bu hususun ayrıca re'sen gözetilmesi gerektiği ve ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
İlk ihalenin feshine sebep olan hissedar alıcının tamamlayıcı ihaleye teminatsız girme talebi- İcra dairesi, ilk ihale alıcısının, peşin para veya teminatla ihaleye katılmasına karar verirse; ilgilinin bu ihaleye katılabilmesi için teminat göstermesi gerektiği, birinci alıcının, daha önceki ihalenin feshine sebebiyet verdiği gözetildiğinde, İİK 133/2 gereğince ki ihale arasındaki farktan sorumlu olacağından teminat talep edilmesine dair satış memuru kararının isabetli olduğu-
İİK. 129da, "rüçhanlı alacak" ile kast edilenin satış yapılan dosya alacağına rüçhanlı alacaklar olduğu- Takip yapan ipotek alacaklısının alacağına rüçhanlı alacak yok ise; rüçhanlı alacağı karşılama ilkesinin tartışılmayacağı- İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibini yapan ve satış isteyen ipotek alacaklısı bankanın, alacağının altında satış yapılması mümkün olup; ipotek bedelinin altında satılmasına muvafakatinin aranmayacağı-
Borçlunun yasal süresi içerisinde süre tutum dilekçesi vermesi, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren gerekçeli istinaf dilekçesi sunmaması halinde, kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere istinaf isteminin incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-