Murisin anılan dava konusu takip dosyalarının alacaklısı olduğu, bu durumda İİK'nun 134. maddesinde belirlenen "tapudaki ilgili" sıfatı bulunduğundan ihalenin feshini istemeye hakkı olduğunun ve aynı Kanun'un 127. maddesi gereğince, satış ilanının bir suretinin tebliği gereken alakadarlardan olduğunun kabulü gerekeceği- Dosya alacaklısı murisin talimatın gönderilmesinden sonra ölmesine rağmen satış ilanının dosya alacaklısının vekiline tebliğ edildiğinin görüldüğü, takip alacaklısının satış kararının verildiği tarihten önce vefatı nedeniyle vekil ile olan vekalet sözleşmesi kendiliğinden sona erdiğinden, haciz alacaklısı şikayetçi üçüncü kişilere satış ilanı tebliğ edilmediği için ilk derece mahkemesinin şikayetin kabulü ile ihalenin feshine yönelik kararının yerinde olduğu-
İpotek takibinde yapılan şikayetin "bekletici mesele" yapılarak mahkemenin icra emrinin iptali kararı uyarınca ihalenin feshine karar verilmesinin hatalı olduğu- Takip hukukundan doğan uyuşmazlıklarda kanunda yer alan haller dışında bekletici mesele yapılamayacağı- Bekletici meseleye ilişkin hususun icra mahkemesince yorum yoluyla genişletilmesinin icra iflas hukukunun temel ilkeleri ve icra yargılamasının varlık nedeni ile bağdaşmayacağı- İpoteğin paraya çevrilmesi yol ile takipte borçlunun takibin iptalini istemli şikayeti ihalenin feshi dosyasının karar tarihi itibariyle derdest olduğu ve ihale tarihinde satışın durdurulması yönünde verilmiş bir karar bulunmadığı görüldüğünden, ihalenin gerçekleşmesinin usul ve yasaya uygun olduğu-
Satış bedelinin muhammen bedelin altında olduğu somut olayda, ilk derece mahkemesince şikayet edenin ihalenin feshine yönelik olarak şikayet dilekçesinde belirttiği iddialarının incelenerek değerlendirildiği ve ihalenin feshini gerektiren bir neden olmadığı gerekçesi ile işin esasına girilerek istemin reddine karar verilmesine rağmen, borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmemesinin isabetsiz olduğu-
Satış bedelinin muhammen bedelin altında olduğu somut olayda, ilk derece mahkemesince şikayetçi pey süren üçüncü kişinin ihalenin feshine yönelik olarak şikayet dilekçesinde belirttiği iddialarının incelenerek değerlendirildiği ve ihalenin feshini gerektiren bir neden olmadığı gerekçesi ile işin esasına girilerek istemin reddine karar verilmesine rağmen, borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmemesinin isabetsiz olduğu-
Satış ilanı tebligatının usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini isteme hakkının, sadece usulüne uygun tebligat yapılmayan ilgilisi olduğu- Borçlu şirkete ve kayyım olarak atanan avukata elektronik tebligat yolu ile yapılan tebliğin usulüne uygun olduğu-
İİK'nun 134/2. maddesi uyarınca ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde mahkemenin davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edeceği, Yasa'nın bu hükmünün, taşınır ve taşınmaz satışlarını kapsayan emredici nitelikte bir düzenleme olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re’sen uygulanması gerekeceği-
İhalenin feshine ilişkin davada, borçlu vekilince gerekçeli istinaf dilekçesinin, posta yolu ile yapılan tebliğe göre 10 günlük süre geçtikten sonra sunulduğunun görüldüğü, ancak tebligat yapılan kişinin avukat olduğu nazara alındığında, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesinin birinci fıkrası tebligatın elektronik yolla yapılmasını zorunlu kılıp posta yolu ile yapılan tebligat yok hükmünde olduğundan borçlu vekilinin gerekçeli istinaf isteminin süresinde olduğunun kabulü gerekeceği, o halde; Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun gerekçeli istinaf dilekçesinde belirttiği hususlar incelenmek suretiyle sonuca gidilmesi gerekeceği-
Borçlunun ihale konusu taşınmaza ilişkin kıymet takdirine vekili aracığıyla itiraz ettiği, alacaklı vekilinin de, kıymet takdirine itiraz yargılamasına katılarak borçlunun vekille temsil edildiğinden haberdar olduğu ayrıca vekilin azledildiğine veya istifa ettiğine dair dosya içerisinde herhangi bir kayıt bulunmadığı görülmekle satış ilanının vekile tebliğ edilmesinin yerinde olduğu- Satış ilanının vekile elektronik yolla tebliğ edildiği, ne var ki Tebligat Kanunu’na göre ise satış ilanının tebliğinin, vekile ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayıldığı görülmekle, satış ilanın ihaleden sonra tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, ayrıca vekilin elektronik yolla yapılan tebligatı açtığı tarihte ihaleden haberdar olduğu kabul edilse dahi Dairemiz yerleşik uygulamasına göre öğrenme tarihi ile ihale tarihi arasında makul sürenin bulunmadığının sabit olduğu, o halde, ilk derece mahkemesince şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
İhalenin feshine konu 5 adet taşınmaz için 12.059,60 TL gazete ilan masrafı, 217,20 TL satış ilanı tebligat gideri, 1.305,00 TL kıymet takdiri keşif ve bilirkişi gideri ve 266,00 TL kıymet takdiri tebligat gideri yapıldığı, her bir taşınmaza toplam 2.769,56 TL tekabül ettiğinin anlaşıldığı, icra dosyasının incelenmesinde, bağımsız bölümün muhammen bedel olan 60.000 TL’nin %50'si 30,000 TL'ye 2.769,56 TL satış masrafının eklenmesi ile hesap edilen 32.769,56 TL'yi, 2 no.lu bağımsız bölümün 32,500 TL olan ihale bedelinin karşılamadığı görüldüğünden, İİK.'nin 129/1. (şimdi; 115/1) maddesi gereğince bu husus tek başına ihalenin feshi nedeni olduğu gibi, mahkemece de re’sen gözetilmesi gerekeceği-
Aynı takip dosyasında haczedilen dört ayrı taşınmazın ihalelerinin feshine ilişkin davada; ihale alıcısının, davada sadece kendisinin alıcı olduğu iki parsel yönünden taraf olduğu, diğer iki parsel yönünden taraf ehliyetinin olmadığı, bu durumda ihale alıcısının, alıcı olmadığı iki parsel yönünden taraf olmadığından istinaf kanun yoluna başvuru yapma hakkının olmadığı-