Borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulmadığı halde, Bölge Adliye Mahkemesince "borçlu tarafından şikayet dilekçesinde satış ilanı tebliği usulsüzlüğünün ileri sürüldüğü, anılan tebliğin usulsüz olduğu, satış ilanı tebliğ zorunluluğu yerine getirilmediğinden mahkemece ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği" şeklinde karar verilmesinin hatalı olduğu- COVİD-19 salgını nedeni ile uzatılan durma süresi içerisinde kaldığından satışın icra edilemediği, durma süresinin sonunda icra müdürlüğünce resen satış kararı alındığı, söz konusu satış kararında ilanın e-satış portalında yapılması ile sair ilan ve tebliğlere yer verilmekle birlikte gazete ilanı yapılmasına yer olmadığına ilişkin karar alındığı, satış ilanının e satış portalında ilan edildiği, taşınmazın birinci artırmada ihale edildiği uyuşmazlıkta, 7226 s. Kanuna göre "satış ilanının sadece elektronik ortamda yapılmasının yeterli olduğu" ve başkaca fesih nedeni de bulunmadığı dikkate alınarak ihalenin feshine ilişkin şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği-
İİK'nun 134/2. maddesi uyarınca ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde mahkemenin davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edeceği, Yasa'nın bu hükmünün, taşınır ve taşınmaz satışlarını kapsayan emredici nitelikte bir düzenleme olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re’sen uygulanması gerekeceği, Hukuk Genel Kurulu'nun 06.10.2004 tarih ve 2004/1-433 esas sayılı kararında da benimsendiği üzere kamu düzenine aykırılıkta aleyhe bozma ilkesi nazara alınamayacağından, mahkemece ihalenin feshi istemi reddedilen şikayetçi hissedar aleyhine para cezasına hükmedilmesi gerekeceği-
Haciz koydurmuş alacaklı bir kişi ise veya birden fazla kişi olmasına rağmen alacağı ilk sırada ise, bu durumda alacağı, taşınmazın muhammen bedelinin yüzde yirmisi kadar veya ondan fazla olması halinde artırmaya katılabilmek için teminat göstermekle yükümlü olmadığı, ancak haciz koydurmuş birden fazla alacaklı varsa ve ihaleye teminatsız girmek isteyen alacaklının alacağı ilk sırada değil ise, teminat göstermekten muaf tutulabilmesi için kendisinden önce gelen alacaklıların alacak bedelinin muhammen bedelden çıkarılması sonucu kalan miktarın, muhammen bedelin %20'sini karşılaması veya üzerinde olması ve ayrıca şikayetçinin alacağının da muhammen bedelin %20'sini karşılaması gerektiği-
İhaleye iştirak edenlerin, şikayet yoluyla ihalenin feshini isteyebilmeleri için yurt içinde adres göstermeleri zorunluluğu bulunduğundan; ihalenin feshi isteyen borçlunun şikayet dilekçesinde yurt dışında bir adresin gösterildiği ve vekilinin vekaletnamesinde de aynı adresin yer aldığı anlaşılmakla İİK'nun 134/2. maddesindeki şartı taşımayan dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerektiği-
Yolsuz tescil hukuksal nedenine; birleştirilen dava ise, inançlı işlem ve yolsuz tescil hukuksal nedenlerine, dayalı tapu iptali ve tescil isteği- Yargıtay denetiminin yapılabilmesi bakımından da yerel mahkemenin, kararında gerekçelerini açıkça göstermesi zorunlu olduğu- Birleştirilen davada, çekişme konusu taşınmazların dava tarihindeki keşfen saptanan değeri üzerinden eksik harç ikmal edilmeden yargılamaya devam edilip, karar verilemeyeceği-
Tebligatı alan şahsın, şirket yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak almaya yetkilendirilmiş, evrak müdürü gibi bir çalışan olup olmadığı tespit ve şerh edilmeden ve yine bu işlerle görevlendirilmiş başka bir çalışan olup olmadığı araştırılmadan doğrudan iş yeri çalışanına tebligat yapıldığı anlaşıldığından, satış ilanı tebligatının usulsüz olduğu- Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin, başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Somut olayda ilk kararın Özel Dairece; ... sayılı taşınmaz yönünden kararın kıymet takdirinden ihale tarihine kadar 2 yıllık sürenin geçmediği gerekçesi ile karar düzeltme neticesinde bozulması üzerine, mahkemece satış ilanının borçluların vekiline tebliğ edilmediği, satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu gerekçesiyle direnme adı altındaki karar verildiği- Mahkemece Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile direnme adı altındaki karar verildiği- Bu durumda verilen direnme kararının gerçekte yeni hüküm niteliğinde olduğu-
Şikayet konusu taşınırların muhammen bedelinin 217.650,00 TL, satış bedelinin 300.000,00 TL olduğunun, ihale bedelinin muhammen bedelin üzerinde olduğunun görüldüğü, şikayetçi dava konusu ihalede pey süren ilgili olup, ihalenin feshi isteminde menfaatinin ne suretle muhtel olduğunu ispatlayamadığından, zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, şikayetçinin İİK’nun 134/8.maddesi kapsamında ihalenin feshini istemek kapsamında hukuki yararının bulunmadığı- İİK'nın 134. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesinde; işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde, şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceğinin öngörüldüğü, buna rağmen ilk derece mahkemesince, şikayetçi aleyhine ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmolunması isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesince; HMK’nın 353/1-b-2 ve 356. maddeleri gereğince, ilk derece mahkemesi kararının, para cezası yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekeceği-
İşin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde, şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği-
Şikayet dilekçesinde vekile satış ilanının tebliğ edilmediğinin ileri sürülmediği belirtilmiş olsa da ihalenin feshi davasında borçlu tarafından maddi vakıa olarak açıkça satış ilanının usulsüz tebliğ edildiğinin ileri sürülmesinin yeterli olduğu- Vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat zorunlu olduğundan, asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmamasının sonuca etkili olmadığı-Vekil varken asile gönderilen satış ilanı tebligatının yok hükmünde olduğu-