Kesin yetkinin, dava şartı olduğu, yargılamanın her aşamasında re'sen dikkate alınacağı- Vakfa ilişkin davada tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğu-
Borçlu gerçek kişiler ile alacaklı arasında yapılan yetki sözleşmelerinin geçersiz olduğu (HMK. mad. 17)-
Kural olarak davalı sayısının birden fazla olması hâlinde, dava bunlardan birinin mahkemesinde açılabileceği gibi haksız fiilin meydana geldiği yer mahkemesinde de açılabileceği- 2918 s. Karayolları Trafik Kanunu mad.110 uyarınca, sigorta yapan şirket ile işleten ve sürücü aleyhine dava açılması hâlinde, davalılardan birinin ikametgâhı mahkemesinde açılabileceği gibi kazanın meydana geldiği yer mahkemesinde de açılabileceği- Hem HMK’nın 7. maddesinde hem de olayda 2918 sayılı K. mad. 110'da yer alan yetki kuralı kesin yetki kuralı olmayıp, davacıya tanınan seçimlik hak olduğu- "Mahkemece verilen yetkisizlik kararının HMK’nın 7. maddesinin münhasır dar kapsamlı kesin yetki kuralı içerdiği, somut olayda 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 110. maddesi uyarınca yetkili olan Bölge Müdürlüğünün bulunduğu yerde dava açılması nedeniyle HMK’nın 7. maddesinde düzenlenen yetki kuralının devreye girmeyeceği"  şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından kabul edilmediği-
Tasarrufun iptali davaları basit yargılama usulüne tabi olup yetki itirazının en geç dava dilekçesinin tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık cevap süresi içerisinde yapılması gerektiği- Yetki itirazının iki haftalık cevap süresinden sonra yapıldığından mahkemece dikkate alınmaması ve yetki itirazlarının reddi gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemi- Davalının yerleşim yeri mahkemesinin genel yetkili mahkeme olduğu (HMK. mad. 7)- Haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olduğu (HMK. mad. 16)- HMK'da kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup haksız fiile ilişkin davalardaki yetkinin kesin yetki olmayıp bir seçimlik yetki olduğu- Davacı taraf HMK. mad. 16 gereğince seçimlik hakkını kullanarak davalı sigorta şirketinin yerleşim yeri mahkemesinde dava açtığından, davalı gerçek kişiler yetki itirazında bulunmuş ise de davacı yetkili mahkemelerden biri olan yer mahkemesinde davasını açmış ve kesin yetki hali de söz konusu olmadığından, mahkemece, işin esasına girilmesi gerektiği-
İstihkak davalarının asıl icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi ile davalının yerleşim yeri mahkemelerinde açılmasının mümkün olduğu-
Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibinde borçlulardan biri için yetkili olan icra dairesi, diğer borçlu için de yetkili olur mu?
Olumsuz görev uyuşmazlığından bahsedilebilmesi için dosya kendisine gönderilen mahkemenin de kararında karşı yetkisizlik kararı vermesi ve bu kararın kesinleşmesi gerektiği- Merci tayini için aranan "iki mahkeme arasında olumsuz görev uyuşmazlığı bulunması" koşulunun henüz gerçekleşmediği anlaşıldığından dosyanın mahalline iadesine karar verilmesi gerektiği-
Derneklerle ilgili mevzuatta dernek ile üyeler arasındaki davaların dernek merkezinin bulunduğu yerdeki Mahkemede bakılacağına dair yetki kuralı kesin nitelikte olup kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece re'sen gözönüne alınması gerektiği-
Para alacağının tahsili istemi ile ilgili olarak açılan (maddi-manevi tazminat istemli) davada, alacaklının ikametgahı mahkemesi de davaya bakmaya yetkili olduğu-