İİK'nun 50. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken HUMK'nun 12. maddesi gereğince, ihtiyati haciz kararından sonra bu kararın dayanağı olan alacak davasının, haciz kararını veren mahkemede de açılabileceği-
Asliye Ticaret Mahkemesi'nden alınan ihtiyati haciz kararının aynı yer icra müdürlüğünde infaza konulmasında ve dolayısıyla takibe başlanmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Alacaklının mahkemeden aldığı ihtiyati haciz kararının infazını on gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden istemek zorunda olduğu; aksi halde ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalkacağı- İhtiyati haciz kararını veren mahkemece bu karar kaldırılmadıkça hükmünü icra edeceği-
Yapılan icra takibinin borçlu tarafından itiraza uğrayarak durdurulmuş olmasının icra dairesi tarafından alınan ihtiyati haciz kararının uygulanmasını engellemeyeceği-
Usulüne uygun icra kefaleti olsa dahi hakkında takip yapılan asıl borçlu yönünden takip kesinleşmedikçe icra kefiline icra emri çıkarılamayacağı gibi, borç miktarının kesinleşmemesi halinde de kefil hakkındaki takibin devamının mümkün olamayacağı-
Bekletici mesele yapılmamış olmamakla birlikte, icra mahkemesince karar verilmesinden önce ihtiyati haczin kaldırılmış olması durumunda, artık ihtiyati haciz kararının icra dairesinin yetkisini belirlemede dikkate alınamayacağı-
-Birden fazla asliye mahkemesi olan yerlerde, Adalet Bakanlığı icra dairelerini bir arada bulundurmaya ve aynı icra mahkemesine bağlamaya yetkili olup, icra dairelerinin numaralandırılması görev ve yetki ile ilgili olmayıp tamamen işbölümüne yönelik bir düzenleme olduğundan ihtiyati haczin süresinde takibi konulduğu gözardı edilerek ihtiyati haczin hükümsüz kaldığına yönelik şikayetin kabulünün gerekeceği-