Takip tarihinde ihtiyati haciz kararı varlığını koruduğundan, ihtiyati haciz kararını vermiş olan mahkemenin yargı çevresinde bulunan icra dairesinde icra takibinde buunulabileceği, daha sonra ihtiyati haciz kararının kaldırılmış olmasının icra dairesinin yetkisi üzerine herhangi bir etkide bulunamayacağı (Esas takibe geçildikten sonra, ihtiyati haciz kararının kaldırılmış olmasının, icra dairesinin oluşan yetkisini (İİK. 50; HUMY. 12) kaldırmayacağı)–
İİK. 50 ve HUMK. 12 uyarınca; ihtiyati haciz kararının verildiği yerde de icra takibi yapılabileceği- (Not: HUMK. 12 yeni HMK'ya alınmamış olmasına rağmen, bugün İİK. 261/I, c: 1 gereğince de, ihtiyati haciz kararları bu kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesi tarafından yerine getirilir.)
İhtiyati haciz kararının infazı sırasında borçlunun ikrarının, takiple birlikte doğacak olan itiraz ve dava hakkını ortadan kaldırmayacağı, hukuken itiraz olanağının elde edilmesinden önce ve icra takip işlemi niteliği taşımayan ihtiyati haczin infazı aşamasında yapılan ikrarın ve buna bağlı kısmi ödeme ile ödeme taahhütlerinin harici ikrar niteliğinde olup, 1086 sayılı HUMK. 236/son gereğince, hâkimin ancak, mahkeme haricindeki ikrarı teyit edecek delil ve emare mevcut ise buna binaen hüküm verebileceği; bu nedenle de borçlunun elindeki senetle birlikte ödeme emrinin tebliği ile doğan imzaya itiraz ve dava hakkını ortadan kalkmayacağı- İhtiyati haciz kararının açıklanan niteliği yanında bu kararın infazının mahiyeti de gözetildiğinde, borçlunun bu sırada yaptığı ikrarın müzayaka altında yapıldığının da gözden uzak tutulmaması gerekeceği-
İİK.nun 50. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken HUMK.nun 12. maddesi uyarınca alacaklının ihtiyati haciz kararı veren mahkemenin yargı çevresi içindeki icra dairesinde takipte bulunabileceği– İhtiyati haciz kararının verildiği yerdeki icra dairesinde de takip yapılabileceği–
İhtiyati haciz kararının yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce uygulanan ve HUMK.un 101 vd. (şimdi; HMK.'nun 389 vd.) maddelerinde düzenlenen ‘ihtiyati tedbir benzeri’ ancak ondan daha etkili bir tedbir işlemi olduğu, bir ‘taip işlemi’ niteliğinde bulunmadığı–