Kadının malvarlığının bulunması, gelirinin olması kocanın yasal yükümlülüklerini ortadan kaldırmayıp, bu hususun nafaka miktarına ilişkin takdir nedeni olabileceği-
Tedbir nafakası davalarında hükmedilecek nafakaya dava tarihinden geçerli olacak şekilde hükmedilmesi gerekeceği, kararın kesinleşmesinden itibaren hükmedilmiş olmasının doğru olmayacağı-
Yabancı mahkeme ilamlarının kendi ülkesi yasalarına göre kesinleştiği tarihten itibaren hüküm doğuracağı, buna göre de tarafların evliliklerinin yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği 08.05.2006 tarihinde son bulduğu, eldeki davanın 20.07.2007 tarihinde açıldığı, dava tarihi itibariyle evlilik son bulduğundan tedbir nafakası yükümlülüğünün de ortadan kalkacağı-
Eşlerin evlilik birliğinde sürdürdükleri hayat seviyelerini ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiği gözetildiğinde ve davacı kadın ayrı yaşamakta haklı olduğunda davacı yararına hakkaniyete uygun bir miktarda nafakaya hükmolunması gerekeceği-
Boşanma davası açılmakla, ayrı yaşama hakkı kazanan ve yeterli geliri olmayan davalı kadın yararına uygun tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Velayeti babaya bırakılan müşterek çocukların babaya teslim tarihinden itibaren davalı anne yararına tedbir nafakasına hükmedilemeyeceği-
Mülkiyeti davalı kocaya ait müşterek konutun davacı eş ve çocukların yararlanmasına tahsisine ilişkin tedbirin, Türk Medeni Kanununun 169'ncu maddesi uyarınca dava süresiyle sınırlı olarak alınması gerekeceği-
Dava tarihinden geçerli olmak üzere, davacı kadının işyeri açtığı 1.8.2006 tarihine kadar kadın yararına tedbir nafakası takdiri gerekeceği-
Ayrı yaşamda haklı olan eş (davacı) içinde hakkaniyet uygun bir miktar tedbir nafakasına hükmolunması gerekeceği ve ayrıca da çocuk için hükmolunan nafakanın başlangıç (geçerlilik) tarihinin kararda gösterilmesinin gerekeceği-
Kadın ve müşterek çocuk için takdir edilen tedbir nafakasının kocanın açtığı retle sonuçlanan boşanma davasının dava tarihine kadar devamına karar verilerek sınırlandırılamayacağı-