Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda; karısına şiddet uygulayan, en son eve döndüğünde dahi; "bundan sonra bu evin hizmetçisi olarak kalacaksın, hiçbir zaman eşim olamazsın" diyen davalı tamamen kusurlu olduğundan, TMK. mad. 174/2 gereğince boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan uygun miktarda manevi tazminat isteyebileceği- Dava süresince davacı yanında kalmadığı anlaşılan müşterek çocukları için davalı aleyhine tedbir nafakasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-  
Boşanma-Ziynet Alacağı
Davacı eşin birlikte yaşamdan kaçınan davalı eşten tedbir nafakası isteyebileceği gözetilerek, TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de nazara alınmak suretiyle davacı lehine uygun bir miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekeceği-
Dava tarihinden geçerli olmak üzere müşterek çocuk yararına uygun miktarda tedbir ve Türk Medeni Kanununun 182. maddesi uyarınca iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Tedbir kararının verilmesinden sonraki ödemelerin talep edilen nafaka tutarından mahsup edilmesi; ancak bir alacak doğmadan, onun ifası mümkün olamayacağından, tedbir kararının verilmesinden önce davalı tarafından yapılan ödemelerin, dava ve takip konusu nafakaya ilişkin ödemeler olarak kabulü mümkün olmayıp, bu ödemelerin davalı babanın kendi isteği ile ve çocuğunun ihtiyaçlarına yönelik olarak davacı anneye yapılan ödemeler niteliğinde olup, bağış hükmünde olacağı-
Karşılık dava ile kendisine ait olduğunu ileri sürdüğü ev eşyalarının davacı-karşılık davalı tarafından götürülmesi nedeniyle maddi tazminat isteğinde bulunulmasının boşanmanın eki niteliğinde olmadığı-
Nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınması gerekeceği-Davacının isteminin yardım nafakası mahiyetinde olması nedeniyle bu davacı yönünden uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen mahkemece tedbir nafakasının artırılması yönünde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Davalı-davacının yoksulluk nafakası isteğinin bulunmadığı, istek olmadığı halde davalı-davacı yararına yoksulluk nafakası takdir edilmesinin doğru görülmeyeceği-
Davacı kadının açıkça yoksulluk nafakası istemi bulunmadığı gibi tarafların gelir düzeyleri nazara alındığında TMK. mad. 175 koşullarının da gerçekleşmediği- Çocuğun baba yanında kaldığı süre tespit edilmeden, dava tarihinden itibaren çocuk yönünden tedbir nafakasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu- Davacı kadına mal rejiminin tasfiyesi istemine yönelik dava değeri açıklattırılıp, peşin nispi harç tamamlattırılıp, değerlendirilip sonucuna göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-