Önceki nafakanın takdir edildiği tarihten eldeki artırım davasının tarihine kadar üç yıldan fazla bir süre geçmiş olup nafaka artırım şartlarının oluştuğu, bu nedenle, tedbir nafakasının hakkaniyete uygun bir miktarda artırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Tedbir nafakası davalarında hükmedilecek nafakaya dava tarihinden geçerli olacak şekilde hükmedilmesi gerekeceği, kararın kesinleşmesinden itibaren hükmedilmiş olmasının doğru olmayacağı-
Davacı eşin birlikte yaşamdan kaçınan davalı eşten tedbir nafakası isteyebileceği gözetilerek, TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de nazara alınmak suretiyle davacı lehine uygun bir miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekeceği-
Mahkemece, taraflar arasındaki boşanmaya ilişkin yabancı ilamın tanınması ve tenfizine ilişkin, davacı tarafından delil olarak da gösterilen dosyanın incelenmeden ve yoksulluk nafakasıyla ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden, yalnızca tedbir nafakasına hükmolunmasının doğru olmayacağı-
Müşterek küçük çocuklar yönünden tedbir nafakasına hükmolunması için ayrı yaşamda haklılık olgusunun aranmayacağı, çocuk kimin yanında ise ve çocuğa kim bakıyorsa karşı taraftan çocuk için nafaka isteyebileceği-
Mahkemece, davacının talebi açıklattırılmadan boşanma sırasında hükmedilen tedbir nafakasının yoksulluk nafakası olarak değerlendirilip kaldırılması fahiş hata olup usul ve yasaya aykırı olacağı-
Davalının belirli düzeyde de olsa emekli maaşının olması ve sosyal güvencesinin bulunması ayrı yaşamada haklı olan eşin nafaka talep etmesine engel olmayacağı, ne var ki bu koşullarda tedbir edilecek nafakanın "hakkaniyet" ölçüsünde bir miktar olması gerekeceği-
Boşanma hükmü kesinleşinceye kadar tedbir nafakasının geçerli olacağı, kesinleşmesinden sonra yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekeceği-
Boşanma davasının 14.02.2007 tarihinde kesinleştiği ve evlilik birliğinin bu tarihte sona erdiği gözetilmeden, bu tarihten sonra da devam edecek şekilde tedbir nafakasına hükmedilemeyeceği-
Boşanma davası öncesinde müşterek evden ayrılan davalının, davadan feragat etmesine rağmen eve dönmediği ve bir süre sonra başka bir şehre taşındığı anlaşılmış olup, boşanma davasının reddedilmesi halinde, eşlerin müşterek yuvada birleşmeleri asıl olduğuna göre; davacının ayrı yaşamakta haklı olduğunun kabulü gerekeceğinden davacının geçimi için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, TMK. nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekeceği-