'Nafakanın arttırılmasına' ilişkin ilama dayalı olarak ilam kesinleştikten sonra borçluya yeniden icra emri gönderilmemesi halinde ödenmeyen nafaka borcundan dolayı 'nafaka borcunu ödememe' suçundan dolayı dava açılamayacağı–
Şikayetçi vekilinin duruşmalara mazeretsiz olarak gelmemesi halinde "davanın düşürülmesine" karar verilmesi gerekeceği–
İcra emrinin icra mahkemesince iptâl edilmesinden sonra borçluya yeniden icra emri tebliğ edilmediğinden "nafaka borcunu ödememek" suçunun gerçekleşmeyeceği–
Nafaka borcunu ödememe suçundan dolayı açılan davada, mal beyanında bulunamama suçundan dolayı savunma alınarak hüküm kurulamayacağı–
"Sağır dilsiz olduğunu" savunan sanık hakkında 5237 sayılı TCK 33. maddesinin uygulanma olasılığının araştırılması gerekeceği–
"Takibin kesinleşmesi" ile "şikayet tarihi" arasında değil "icra emrinin tebliği" ile "şikayet tarihi" arasında, -en az- bir aylık nafaka borcunun ödenmemesi ile, "nafaka borcunu ödememe" suçunun oluşacağı–
Boşanma davası sonunda, asliye hukuk mahkemesince "boşanma kararı" ile birlikte ya da "boşanma davasının reddine" ilişkin kararla birlikte hükmedilen "tedbir nafakası"nın, boşanma konusunda verilmiş olan kararın (ilamın) kesinleşmesi ile sona ereceği, bu nedenle bu nafaka borcunu ödememenin -kesinleşmiş bir ilama dayanmadığı için- suç teşkil etmeyeceği–
"Mazeret dilekçesi" veren şikayetçinin bu istemi hakkında olumlu/olumsuz bir karar verilmeden duruşmaya devam edilemeyeceği–