İtiraza dayanak yapılan belgenin adi nitelikte olması halinde mahkemece, borçlunun dayandığı belgenin alacaklıya gösterilerek belge hakkında beyanının alınmasının ve imzayı kabul etmesi halinde anılan belgenin imzası ikrar edilmiş belge olarak kabul edilmesinin gerekeceği, imzanın inkar edilmesi halinde ise herhangi bir imza incelemesi yapılmaksızın itfa itirazının reddinin gerektiği-
Aleyhine yapılan zamanaşımına uğramış çeklere dayalı icra takibine karşı, süresi içinde "icranın geri bırakılması (İİK. m.71) isteminde bulunmamış olan davalı-borçlunun bu davranışı -İİK. m.280/I. uyarınca- iptale tabi olduğundan, mahkemece, açılmış olan "tasarrufun iptali davası" nın kabulü gerektiği- Mahkemece "dava konusu çekler ile bu çeklere dayalı olarak yapılan icra takiplerinin İİK 280/1 madde gereğince iptale tabi olduğu anlaşıldığından davacının takip konusu yaptığı alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak iptaline davalı 3. kişinin dava konusu icra takiplerinden yaptığı tahsilatların davacıya ödenmesine" karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun sunduğu “ödeme anlaşması” başlıklı adi yazılı belgedeki imzanın alacaklı tarafından ikrar edilmediği durumda belgenin İİK kapsamında bir belge sayılmayacağı ve itfa şikayetinde alacaklı tarafından imzası ikrar edilmeyen belgeye ilişkin imza incelemesi yapılarak sonuca gidilemeyeceği-Takibin iptali istemine ilişkin bir talebi bulunmadığı halde mahkemece taleple bağlılık ilkesinin aşılması suretiyle takibin iptaline karar verilemeyeceği-
Zamanaşımını kesen işlem kimin hakkında yapılmışsa, ancak ona karşı hüküm ifade edeceği, icra takibinin diğer borçlusunun yaptığı ödemenin adı geçen borçlunun süresinde borca itiraz etmesi sebebiyle infaz anlamına gelmeyeceği, şikayetçi borçlunun taraf olmadığı bir istirdat davası açılmış olması ve takibin kesinleştiği tarihten şikayet tarihine kadar şikayetçi borçlu hakkında altı aylık zamanaşımı süresi içinde takibi ilerletmeye yönelik talepte bulunulmaması karşısında, çekin ibraz süresinin dolduğu tarih itibariyle olaya 6762 s. TTK. 726 uygulanacağından, “6 aylık zamanaşımı süresinin dolduğu” gerekçesiyle “icranın geri bırakılması isteminin kabulü” gerekeceği-
Murisin külli halefi olan mirasçının asıl borçlunun (murisin) itiraz hakkı kalmadığı durumlarda yeniden itirazda bulunmasının mümkün olmadığı- Kesinleşen takipte mirasçılara fazladan ödeme emri çıkarılması yeni bir takibin başlatıldığı anlamına gelmeyeceğinden, mirasçıların murisin ölümünden önceki işlemlere karşı itiraz edemeyeceklerinden mahkemece kısıtlı mirasçının sözleşme tarihi itibariyle hukuki ehliyetinin bulunup bulunmadığı araştırılarak ve anılan mirasçı vasisinin mirasın reddedildiği iddiasının esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Takibin kesinleşmesinden sonra alacaklının kendisini borçtan ibra ettiğine ilişkin istemin İİK'nun 71. maddesi uyarınca değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerektiği-
İİK.'nun 179/b maddesi uyarınca asliye ticaret mahkemesinin "iflasın ertelenmesine" dair verdiği karar nedeniyle, karar tarihi itibariyle hiçbir takip yapılamayacağından, önceden başlamış takiplerin duracağı ve bu tarihten itibaren zamanaşımı sürelerinin işlemeyeceği-
Şikayete konu icra dosyasının incelenmesinde, zamanaşımının yeniden işlemeye başladığı tarihten sonra haciz talebinde bulunulduğu, ancak alacaklının talebinin sadece sorgulama niteliğinde olup haciz talebi olmadığından zamanaşımını kesecek nitelikte olmadığı, zamanaşımını son kesen işlem ile talep arasında altı aylık zamanaşımının dolduğu mahkemece, zamanaşımına yönelik şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece diğer şikayet nedenlerinden bahisle takibin iptali isteği hakkında gerekçesi de açıklanmak suretiyle olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması nedeniyle hükmün bu yönden bozulması gerektiği-
İİK'nun 71. maddesi kapsamında olduğu anlaşıldığına ödemelere ilişkin belgelere göre, mahkemece alacaklı tarafından kabul edilen miktar yönünden borçlunun itfa şikayetinin kısmen kabulü ile takibin iptaline karar verilmesinin gerekeceği-