Borçlunun itfa itirazının kabul edilebilmesi için ödeme belgelerinde takibe konu alacak (somut olayda nafaka alacağı) için yapıldığına dair açık atıf bulunmasının zorunlu olduğu, her ne kadar Dairemizin son içtihatlarında; nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına, bu miktara yakın ve düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmekte ise de; somut olayda borçlu tarafından sunulan ve alacaklı adına gönderilen ödeme belgelerinin birbirini takip eden, düzenli ödemeler olmadığının da anlaşıldığı, alacaklının ödemelerin nafaka borcuna ilişkin olduğu yönünde kabul beyanının da olmadığı, o halde mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece her ne kadar itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmiş ise de; ödemeye ilişkin sunulan dekontun takibe konu edilen 2014 yılının K.-Aralık ayları ile 2015 yılının Ocak-Şubat aylarına ilişkin birikmiş nafaka alacağına ilişkin ödeme belgesi olduğu, oysa takibin işleyecek aylar nafaka bedelini de içerir şekilde başlatıldığı anlaşıldığından; mahkemece takibe konu işlemiş nafaka alacakları yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, işleyecek nafaka alacaklarını da kapsayacak şekilde icranın geri bırakılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İcra emrinin tebliği üzerine borçlunun yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabileceği, itfa veya imhal iddiasının yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği-
Mahkemece; borçlunun itiraz konusu ettiği çocuk nafakasının takip dayanağı ilam ile bir ilgisinin bulunmadığı, tüm dava dosyasına göre ise borçlu aleyhine, takip dayanağı olan ilam dışında, gerek ülkemiz mahkemelerinde, gerekse ülkemizde tanıma ve tenfize konu edilmiş başka bir yabancı bir mahkemede verilmiş, nafaka ödemesine dair tahsilde tekerrüre neden olabilecek başka bir mahkeme ilamının da bulunmadığı, dolayısıyla borçlunun yapmış olduğu itirazın İİK 33. maddesinde ifade olunan icranın geri bırakılması koşullarına uygun olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun icra emri tebligatının usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayeti bulunmadığı halde, mahkemece tebligatın usulsüz olduğu, dolayısıyla itirazın süresinde olduğu kabul edilerek işin esasının incelendiği görüldüğünden; takibin kesinleşmesinden önceki döneme ait itfa itirazı yasal yedi günlük sürede yapılmadığına göre mahkemece istemin süre aşımından reddi gerekeceği-
Ticaret sicilinden silinmekle tüzel kişiliği sona ermiş ve hukuk aleminden silinmiş olan şirketin, haklara sahip olması, borçlu kılınması ve temsilinin hukuken olanaklı olmadığı, bunun sonucu olarak, münfesih şirket adına tüzel kişiliğin sona ermesinden önceki dönemlerle ilgili olsa dahi, hukuki işlem tesis edilemeyeceği, tesis edilen işlemlerin hukuki sonuç doğurmayacağı, hukuki sonuç doğurmayan diğer bir ifadeyle hukuk düzeninde varlık kazanmayan işlemlerin, herhangi bir kişinin menfaatini ihlal etmesinin de söz konusu olamayacağı hususları dikkate alındığında, tüzel kişiliği sonra eren şirketin medeni haklardan yararlanma ve bu hakları kullanabilme ehliyeti son bulacağından, yargı merciileri nezdinde temsil edilmesi ve yargılamaya taraf olmasının da mümkün olamayacağı-
Müşterek çocuk adına açılan banka hesabına farklı tarihlerde kısmi ödemeler yapılmış ise de bu ödemelerin borçlu tarafından nafaka alacağına mahsuben yapıldığı dair açıklama bulunmadığı gibi alacaklı da ödemelerin borçlu tarafından nafaka alacağı için yapıldığını kabul etmediğinden, mahkemece, itfa itirazının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dosya kapsamında, alacaklının, bu ödemelerden takipten önce haberdar edildiği ispatlanamadığından, anılan ödemelerin kısmi ödeme olduğunun kabulü gerekeceği, mahkemece, TBK'nun 100. maddesi (BK'nun 84. maddesi) ve İİK'nun 33. maddesi gözetilerek Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle, işlemiş faiz, icra vekalet ücreti ve takip masrafları dikkate alınarak borç miktarının belirlenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Her ne kadar, her takip talebi ile zamanaşımı kesilip yeniden 10 yıllık zamanaşımı süresi başlar ise de, takipsizlik nedeniyle işlemden kaldırılan takip dosyasının her zaman yenilenmesi mümkün iken, alacaklı tarafından dayanağı ilam aynı olan mükerrer takip başlatılmasının zamanaşımını kesmeyeceği-
Mahkemece, borçlunun icra emrinin tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 33/1. maddesi uyarınca icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, somut olayda uygulama olanağı bulunmayan İİK'nun 169/a ve devamı maddeleri uyarınca takibin iptali yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-