İcra müdürlüğünce maaş haciz müzekkeresine esas olmak üzere dosya kapak hesabı yapıldığı, borçlu tarafından düzenli ödeme iddiasında bulunulup, bir kısım dekontlar ile icra dosyasına yapılan ödemeye dayanıldığından, bilirkişi incelemesi yaptırılarak maaş haciz müzekkeresine esas dosya kapak hesabının denetlenmesi gerektiği- Mahkemece, ödemeye ilişkin banka dekontları (gerekirse bu ödemelere ilişkin alacaklının beyanına başvurulması) ve takibe dayanak yapılan ara karardan sonra aile mahkemesince verilen sonraki tarihli, “...İnceleme Raporu dosya kapsamı göz önüne alınarak ortak çocuklara bağlanan tedbir nafakalarının bugünden geçerli olmak üzere 300,00’er TL’ye indirilmesine ....” dair ara kararı da dikkate alınarak, maaş haciz müzekkeresine esas icra müdürlüğünce yapılan dosya hesabının denetlenmesi ve oluşacak sonuca göre maaş haciz müzekkeresinde belirtilen birikmiş nafaka ve aylık nafaka miktarı hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Takip konusu olan ilam, karşılıklı edimleri içermekte olup, alacaklının takibe devam edebilmesi için kendi edimini yerine getirmesi gerekeceği, alacaklı tarafından, edimin yerine getirildiğine dair İİK'nun 33. maddesi anlamında bir belge sunulmadığı gibi, ilama konu aracın iadesi yönünde icra müdürlüğüne yapılmış bir başvuru da bulunmadığından, alacaklının, ilamda kendisine yüklenen edimi (ayıplı aracın borçluya iadesi) yerine getirmeden takibe devam etmesi mümkün olmadığından, edimini yerine getirinceye kadar takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun, ilamda kendi lehine hükmedilen ilam vekalet ücretini, alacaklıya olan borcu sebebiyle ödeme yaparken mahsup etmesi, kendi lehine olan bir hükümden vazgeçmesi anlamına gelir ki, bu durumun Avukatlık Kanunu'nun 164/5. maddesine aykırı olmadığı, borçlu, aynı ilamda kendi lehine hükmedilen ilam vekalet ücretini mahsup ettiğini bildirdiğinden ilamda davalı (borçlu) lehine hükmedilen ilam vekalet ücretinin mahsup edilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı-
İlama dayalı takipte borcun ödendiği iddiasının, İİK'nun 33. maddesinde belirtilen belgeler ile ispat edilmesi gerekeceği-
İcra emrinin tebliği üzerine borçlunun yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabileceği, itfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş, yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği-
Gerek icra dairesi ve gerekse sınırlı yetkili icra mahkemesinin ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleme yetkisine sahip olmadığı, somut olayda, takip dayanağı ilamın hüküm bölümünün 5. paragrafında yer alan "müşterek çocuğun okul ücreti, servis ve okulda verilecek yemek ve sağlık masraflarının taraflarca yarı yarıya karşılanacağının tespitine" ilişkin hüküm tespit niteliğinde olup eda hükmü içermediğinden infaz kabiliyetinin olmadığı-
Dayanak ilamın bozulması nedeniyle bu aşamada takas talebine konu bir alacak bulunmadığı gibi, karar tarihinde de icranın geri bırakılmasına karar verilmiş olduğundan alacağın istenebilir nitelikte bulunmadığı dikkate alınarak takas mahsup talebinin reddi gerekeceği-
Dosya kapsamında yapılan ödemeden takipten önce alacaklının ya da vekilinin haberdar edildiği ispatlanamadığından ve alacaklının her gün ve saatte banka hesabını denetlemesi hayatın olağan akışı içinde mümkün bulunmadığından dolayı bu ödemenin kısmi ödeme olduğunun kabulü gerekeceği, o halde mahkemece, alacaklının alacağını icra vasıtasıyla tahsili talebinde bulunmasında bir usulsüzlük olmadığı nazara alınarak, TBK'nun 100. maddesi (BK'nun 84. maddesi) ve İİK'nun 33. maddesi gözetilerek gerektiğinde Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle işlemiş faiz, icra vekalet ücreti ve takip masrafları dikkate alınarak borç miktarının belirlenmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İcra emri tebligatının şikayetçi borçlu şirkete tebliğ edildiği, borçlunun ise yasal yedi günlük süre geçtikten sonra icra mahkemesine başvurduğu görülmüş olup, mahkemenin bir kısım şikayet yönünden süreden ret kararı yerinde ise de; iflasın ertelenmesi davasında verilen ihtiyati tedbir kararı gereğince takip yapılamayacağı ve zorunlu takip arkadaşlığına aykırı davranıldığına ilişkin şikayetler, İİK mad. 149 ve 179/a'da düzenlenen yasa hükümlerine ve kamu düzenine aykırılıktan kaynaklanmaları nedeniyle İİK mad. 16/2 gereğince süresiz şikayete tabi olduğundan, ihtiyati tedbir kararı gereğince takip başlatılamayacağı ve zorunlu takip arkadaşlığı ilkesine aykırılığa ilişkin şikayetlerin süresiz şikayete tabi olduğu nazara alınarak bu şikayetlerin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Borçlu tarafından itfa hususunda delil olarak sunulan "Makbuz ve Anlaşma" başlıklı tutanakta, ilamla hükmedilen 50.000 USD'nin 40.000 USD'lik tutarının ödendiğinin, kalan 10.000 USD'nin alacaklının banka hesabına ödeneceğinin imza altına alındığının, mahkemece, dayanak ilamda hükmedilen tazminatın 40.000 USD'si yönünden itfa itirazının kabulü ile 10.000 USD yönünden reddine, takibin 10.000 USD üzerinden devamına karar verildiğinin görüldüğü, reddedilen 10.000 USD'nin ödendiğine dair mahkemece değerlendirilebilecek bir belgenin mevcut olmadığı ve takibin 17.000 USD asıl alacak üzerinden başlatıldığı da nazara alındığında, itirazın kısmen kabul edilmesi ile, takibin 7.000 USD yönünden iptaline, kalan 10.000 USD asıl alacak ve buna ilişkin işlemiş faiz yönünden devamına karar verilmesi gerekirken, davanın 40.000 USD üzerinden kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-