Kıdem tazminatı hesabı için mahkemece yapılacak işin; tarafların bildirdikleri bankalardan hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorulması, hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının bilirkişiye hesaplattırılması şeklinde olması gerekeceği, kural olarak, Merkez Bankası faiz oranları fiilen uygulanan değil, uygulanması muhtemel olan en yüksek mevduat faiz oranlarını göstermekte olduğundan bu oranların esas alınarak hesaplama yapılamayacağı-
ilamlı takibe dayanak yapılan ........ 1. Noterliği’nin 21.6.1998 ve 4.7.1989 tarihli düzenleme şeklinde noter senetlerinde; borçluların mirasbırakanın, alacaklıdan borç olarak aldığı paraları talep edildiği tarihte ödeyeceğini taahhüt ettiği, alacaklı vekilinin 11.06.2014 keşide tarihli noter ihtarnamesi ile; mirasbırakanın mirasçılarından 15 gün içinde senetlere konu borcu ödemelerini istediği görüldüğünden, ihtarnamenin borçlulara tebliği ile ihtarnamede verilen sürenin dolmasından sonra borcun muaccel olacağı ve zamanaşımının da bu tarihte başlayacağı kabul edildiğinde zamanaşamı süresi dolmadığından şikayetin reddi gerekirken kabulünün doğru olmadığı-
Takip dayanağı ilamda ve bozma sonrası verilen hükümde karar harcından peşin alınan 3.145,50 TL'ye yönelik faizle ilgili bir hüküm bulunmadığı- Bu durumda ancak karar tarihinden itibaren faiz istenebileceği- Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda peşin harca ilişkin ilk karar tarihinden (04.06.2010) itibaren faiz hesaplaması yapılması gerekirken bozma sonrası ikinci karar tarihinden (11.03.2014 ) itibaren faiz hesaplaması yapıldığı- Mahkemece peşin harç için ilk ilamın karar tarihi olan 05.04.2010 tarihinden itibaren faiz hesaplaması yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken ikinci karar tarihi olan 11.03.2014 tarihinden itibaren faiz hesaplaması yapan bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Dayanak ilamdan kaynaklı alacağın tahsili amacıyla toplam 58.610,88 TL üzerinden icra takibinin 30.01.2014 tarihinde başlatıldığının, icra emrinin borçlu vekiline 05.02.2014 tarihinde tebliğ edildiğinin, ödemenin ise 29.01.2014 tarihinde tevdi mahalli tayini olarak belirlenen banka hesabına 58.620,00 TL olarak yatırıldığının anlaşıldığı, .................... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/3 D. İş sayılı tevdi mahalli kararının 29.01.2014 tarihinde verildiği ve aynı gün kararın tebliğe çıkarıldığı tebligat parçasından anlaşılmakta ise de, tebligatın .......................’nden çıkarıldığı ve ulaşacağı adresin de "O.iye İ. Narin Yerlice İlkokulu Marmaris/Muğla" olduğu değerlendirildiğinde, takipten önce alacaklının tevdi mahalline paranın yatırıldığından haberdar olmadığının kabulü gerekeceği, bu durumda borçlu takip masraflarından ve o güne kadar işleyecek faizden de sorumlu olacağından TBK 100. maddesine göre dosya borcunun hesaplanarak sonuca gidilmesi gerektiğinden borcun ödendiğinden bahisle takibin iptalinin doğru olmadığı-
İİK.nun 33/2. maddesine göre alacaklı tarafından imzası ikrar edilen belgeye yer verilmemiş ise de, Yargıtay yerleşik uygulamasına göre alacaklının ibraname vasfında olan belgedeki imzayı kabul etmesi halinde icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiği, ancak alacaklı tarafından ibraname altındaki imzanın inkar edilmesi halinde İcra Mahkemesi'nce bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuca gidilmesinin mümkün olmadığı kuralının benimsendiği-
Mahkemece re'sen veya taraflardan birinin talebi üzerine tashih kararı verilebileceği, tashih kararının ilamın eki hükmünde olduğu, tashih kararı ile ‘‘ ...66.429,84 TL ilk peşin sermaye geliri değer için 19.04.2007 onay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine...’’ şeklinde hüküm tesis edildiğinden tashih hükmü doğrultusunda şikayetin incelenip sonuçlandırılması gerekeceği-
İlam karar tarihinden sonra talep edilebilecek nafakalar yönünden, nafakanın ait olduğu her ayın 26'sından itibaren o ay için nafaka borcunun muaccel olduğu gözetilerek her ayın nafaka borcuna işleyen faizin ayrı ayrı belirlenmek suretiyle toplam faiz hesaplaması yapılması gerektiği-
Mahkemece yapılacak işin; tarafların bildirdikleri bankalardan hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorulması ve hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının bilirkişiye hesaplattırılması şeklinde olması gerekeceği-
Kural olarak, Merkez Bankası faiz oranları fiilen uygulanan değil, uygulanması muhtemel olan en yüksek mevduat faiz oranlarını göstermekte olduğundan bu oranlar esas alınarak hesaplama yapılamayacağından, taraflara uygulanmasını talep ettikleri faiz oranları ile ilgili banka isimlerini bildirmeleri için imkan sağlanarak bildirilen tüm bankalardan faiz oranının sorulması ve gerektiğinde bilirkişi hesaplaması yapılarak sonuca gidilmesi gerekeceği-
Şikayet dilekçesinde açıklanan boşanma protokolden farklı bir protokol incelenerek karar verilmesinin hatalı olduğu-