Taraflar arasında düzenlenen protokol metninin tamamı değerlendirildiğinde davalı-alacaklının birikmiş ve işleyecek iştirak nafakalarından feragat ettiği anlaşılmakla mahkemece, davacının talebinin işlemiş ve işleyecek iştirak nafakası yönünden kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Dava dilekçesinde belirtilmeyen hususların istinaf aşamasında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, HMK mad. 355 göre istinaf incelemesinin dilekçede belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılabileceği, ancak kamu düzenine aykırılık görülmesi halinde bu hususun resen nazara alınabileceği, somut olayda dosya kapsamı, mevcut delil durumu dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, hükümde kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediği anlaşıldığı-
İİK'nun 33. maddesi nazara alındığında icra emrinde, fazla talep edilen kalemlerin bulunması ya da sair hususlarla takibin yapılamayacağının sübuta ermesi halinde hükmün, icranın geri bırakılması şeklinde kurulabileceği açık şekilde düzenlenmiş olup icra emrinin iptalinin doğru olmadığı- Mahkemece, gerekçe kısmında şikayete konu dayanak ilamın zamanaşımına uğradığına ilişkin bir kısım tespitler yapılmakta ise de, hüküm kısmında icra emrinin tamamının iptaline karar verilerek çelişki oluşturulduğu, o halde HMK'nun 297 ve 298. maddelerine uygun olarak açık, net, anlaşılır ve infazda tereddüt oluşturmayacak nitelikte bir hükmün varlığından söz edilemeyeceğinden, yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece, aldırılan bilirkişi raporuna ve ........ Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ........ Esas sayılı dosyasına ilişkin karara dayanılarak, takipten önce borcun ödendiği belirtilmek suretiyle davanın kabulüne karar verildiği, ancak kabul halinde takibin akıbeti hakkında bir hüküm kurulmadığının, başka bir deyişle hangi konunun hüküm altına alındığının belirtilmediğinin görüldüğü, mahkemece, HMK'nun 297/2 ve İİK’nun 33/1 maddelerinde yer alan hükümler nazara alınarak, infazda tereddüde yol açmayacak şekilde hüküm kurulması gerekeceği-
Nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarı tutarında yada bu miktarın katları tutarında olması ve düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği- Borçlu tarafından yapılan ödemelerin düzenli ve aylık nafaka miktarı ya da katları niteliğinde olmadığı dikkate alındığında, borcun ödendiği iddiasının kabul edilemeyeceği-
Alacaklının itirazı yedi günlük itiraz süresinde olmadığından mahkemece reddedildiğinden, alacaklının tevdi mahalli tayininden ve yapılan ödemeden haberdar olduğunun kabulü ile, takibin brüt miktarlar üzerinden başlatıldığı dikkate alınarak, bilirkişiye borç miktarının hesaplattırılması, buna göre takip öncesi yapılan ödemenin borcu karşılaması halinde İİK'nin 33. maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına, aksi halde yapılan ödeme kadar icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Takip konusu olan ilam, karşılıklı edimleri içermekte olup, alacaklının takibe devam edebilmesi için kendi edimini yerine getirmesi gerekeceği, alacaklı tarafından, edimin yerine getirildiğine dair İİK'nun 33. maddesi anlamında bir belge sunulmadığı gibi, ilama konu aracın iadesi yönünde icra müdürlüğüne yapılmış bir başvurunun da bulunmadığı, bu durumda alacaklının, ilamda kendisine yüklenen edimi yerine getirmeden takibe devam etmesi mümkün olmadığından, edimini yerine getirinceye kadar takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun, dayanak ilama konu borca ilişkin olarak ödeme yaptığına ilişkin banka ödeme dekontu sunarak itfa itirazında bulunmasına rağmen, mahkemece ödemenin yapıldığına dair belgelerin dosya arasında bulunmadığı gerekçesi ile itirazın reddedilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece; borçlunun, itirazında İİK'nın 33. maddesinde belirtilen belgelere dayanmadığı nedeniyle itirazın reddine karar verilmiş olup; temyiz dilekçesine eklenen, alacaklı kooperatiften alındığı iddia edilen, kooperatif müdürü tarafından imzalanan belgede ''kooperatifimizde borç ve ortaklık ilişkisi olmadığı'' ibaresi bulunduğundan, yerel mahkemece verilen kararın hatalı olduğu-
İcranın geri bırakılması kararının, ancak lehine tehiri icra kararı tesis edilen borçlu yönünden hüküm ifade ettiği, borcun, tehiri icra kararı için sunulan teminat mektubu ile değil, bu teminat mektubunun paraya çevrilmesi ile ödenmiş sayılacağı, teminat mektubunun henüz paraya çevrilmediği hususları göz önüne alındığında ilamı temyiz ederek lehine icranın geri bırakılması kararı almayan şikâyetçi-borçlu yönünden ilâmın infazı için takibe devam edilmesinde, talep üzerine mallarına haciz konulmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı-