Söz konusu takip ilamlı icra yoluyla başlatılmış olup, İİK'nun 33 ve devamı maddelerinde istemin reddi veya kabulü halinde icra inkar tazminatına hükmedileceğine ilişkin yasal düzenleme bulunmadığından mahkemece alacaklı aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesi isabetsiz olup hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de anılan bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Genel mahkeme ile icra mahkemesi arasında yargılama usulü, ispat vasıtaları ve uygulanan kanun maddelerinin farklılık içermesi, icra mahkemesinin dar yetkili olması, kural olarak icra mahkemesi kararlarının maddi anlamda kesin hüküm oluşturmaması gibi özelliklerin yanında Yargıtay 3. ve 12. Hukuk Dairelerinin temyizen inceleme konusu yaptığı işlerin aynı mahiyette bulunmaması hususu da dikkate alındığında içtihadı birleştirmeye yer olmadığı-
Borçlunun takibin mükerrer olduğuna ilişkin isteminin esası incelenerek takip dosyasının borçluları ile şikayete konu aynı icra müdürlüğü'nün takip dosyasının borçlusunun farklı olması nedeniyle takibin mükerrer olmadığının tespitiyle şikayetin esastan reddine hükmedildiği-
Alacaklı vekilinin borçlunun adresinin araştırılmasına ilişkin icra müdürlüğünce kabul edilerek işlem yapılan talepleri dikkate alındığında, anılan tarihler arasında 10 yıllık zamanaşımının dolmadığından, borçlunun zamanaşımı itirazının reddi gerektiği-
22/04/2016 tarihinde takip başlatıldığı, icra emrinin borçluya 28/04/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 02/05/2016 tarihinde icra emri tebliğinden sonra icra dosyasına ............ TL ödemede bulunarak 04/05/2016 tarihinde sair itirazlarla itfa nedeniyle icranın geri bırakılması istemiyle mahkemeye başvurduğu, mahkemece bilirkişi raporu aldırılarak itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmişse de ödemenin icra emrinin tebliğinden sonra olduğu takip sonrası ödemenin icra müdürü tarafından dikkate alınması gerektiğinden borçlunun takip öncesi ödemelerine ilişkin bilirkişiden ek rapor aldırılarak karar verilmesi gerekeceği-
Dava ilamlı takipte ödeme ve zamanaşımı iddiasına ilişkin olup, borçlunun yedi günlük yasal sürede takip öncesi ödemeye ilişkin itirazda bulunduğu ve ödemeye ilişkin belgeyi temyiz aşamasında sunduğu, bu durumda, 'tutanak başlıklı' alacaklı temsilcisinin imzası bulunan çek ile ödemeye ilişkin belge aslı borçludan istenerek, duruşmada alacaklı tarafa gösterilip, beyanı alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Açık atıf bulunan veya atıf bulunmasa da miktar itibariyle aylık nafaka miktarı veya nafaka katları kadar olan ödemelerin "nafaka ödemesi" kabul edilip nafaka borcuna mahsuben yapıldığının kabulü gerektiği-
Borçlu tarafından icra mahkemesine yapılan başvuruda, hakkında başlatılan nafaka ilamına dayalı takip sırasında, gerek maaşından haciz yolu ile yapılan kesintiler ile gerekse takip dosyasına ya da alacaklıya haricen yapmış olduğu ödemeler olduğunu ileri sürerek, takibin iptalini talep ettiği davada, alacaklının cevap dilekçesinde kabul ettiği haricen ödeme ve icra dosyasına borçlunun maaşından haciz nedeniyle yapılan kesintiler ile diğer ödemeler de dikkate alınarak, müşterek çocuğun reşit olduğu tarihe kadar takip öncesi biriken ve takip sonrası işlemiş nafaka ve faizi belirlenerek, şikayet tarihi itibari ile dosya borcunun hesaplanması için Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Tedbir nafakasına ilişkin ara kararın ilamlı takip konusu yapılamayacağı-
Takibe konu senede istinaden borçlu hakkında başlatılan icra takibinin dosyanın işlemden kaldırılması üzerine yenilenerek takibe devam edildiği anlaşıldığından, daha önce aynı senede istinaden icra takip dosyası başlatılması ile zamanaşımının kesildiğinin kabulü gerektiği-