İlam alacaklısı A.Ö. olup, reşit çocuk E.Ö.’a yapılan ödemenin, alacaklı tarafından kabul edilmediğinden ve İİK 33. maddesi kapsamında kalan ödeme olmadığından nafaka ödemesi olarak kabulünün mümkün olmadığı, bu durumda mahkemece; anılan ödemelerin dosya borcundan mahsup edilmeden sonuca gidilmesi gerekeceği-
Tarafların edimlerini birlikte ifa yükümlülüğü veren hüküm gereğince, para alacaklısının ayıplı aracın teslimini gerçekleştireceğini bildirerek icra takibini başlatabileceği, ancak takibe devam edilebilmesi için aracın da teslimini sağlaması gerektiği-Alacaklı tarafından, edimin yerine getirildiğine dair İİK. mad. 33 anlamında bir belge sunulmadığı gibi, ilama konu aracın iadesi yönünde icra müdürlüğüne yapılmış bir başvuru da bulunmadığından, alacaklının, ilamda kendisine yüklenen edimi yerine getirmeden takibe devam etmesi mümkün olmadığı, edimini yerine getirinceye kadar takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği- Mahkemece, ilamda yenisi ile değiştirilmesine karar verilen ayıplı araç ile aynı marka ve model “0” km bir aracın teknik donanımlarını gösteren bilgi, belge ve varsa donanımı gösteren araçlara ait kitapçıkların taraflardan temin edilerek, farkların somut olarak tespiti, üstün ve eksik özelliklerin ve parasal karşılıklarının belirlenmesi; “0” km yeni araçta bulunup da ayıplı araçta bulunmayan aksamın değeri düşülmek suretiyle ayıplı aracın haciz tarihindeki değerinin ne olacağı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak karar verilmesi gerektiği-
Ödeme iddiasına konu edilen feragat beyanını içeren belge İİK.nun 33/1. maddesinde sayılı belgelerden olmadığı gibi, alacaklı vekilinin cevap dilekçesinde, müvekkilinin okuma yazma bilmediğinden feragat dilekçesi tanzim edebilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle feragatın geçersiz olduğunu belirttiği, bu durumda feragat beyanını içeren dilekçenin İİK.nun 33/1. maddesi kapsamında ödeme belgesi olarak kabul edilemeyeceğinin düşünülmesi gerekeceği-
Borçlu vekilinin sunmuş olduğu belgelerin, alacaklı tarafından kabul edilmediği, mahiyeti itibarı ile de İİK 33. madde anlamında itfa belgesi olmadığı, bu durumda mahkemece taraf delilleri sorularak eksikliğin giderilmesinden sonra sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Türk Borçlar Kanunu'nun 156/2. maddesine göre, borç bir mahkeme kararına bağlanmış ise zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu, nafakaya ilişkin ilamlar, bir borcun veya bir hakkın varlığını belirten ilamlar gibi olmayıp, nafaka alacağı zaman geçtikçe borçlu zimmetinde tahakkuk edeceğinden, takip gününden geriye doğru on yıldan önce işlemiş olan nafaka alacağının zamanaşımına uğradığının kabulü gerekeceği, buna göre mahkemece, takip tarihinden geriye doğru on yıllık istenebilir nafaka miktarı bulunarak sunulan ödeme belgelerine göre borcun bulunup bulunmadığı tespit edilmesi gerekeceği-
Somut olayda, şikayetçi ...’ın, 12.09.2005 tarihli haciz sırasında dosya borcuna kefil olduğu ve icra kefilliğine ilişkin olarak Örnek 4-5 icra emrini ise 13.09.2005 tarihinde tebliğ aldığı, bu tarihten sonra ise alacaklı vekilinin 05.01.2006 tarihinde borçlu ... ve icra kefil ...’ın maaş ve ikramiyelerinin haczini talep ettiği, ancak alacaklının 13.01.2016 tarihinde dosyanın yenilenmesi talebi icra takip işlemi olmadığından zamanaşımını kesmeyeceği, bu kabule göre, 05.01.2006 tarihinden sonra icra dosyasında başkaca zamanaşımını kesen icra takip işlemi yapılmadığı, dolayısıyla adı geçen icra kefili hakkında, İİK'nun 39. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği ve anılan takipte zamanaşımının gerçekleştiğinin anlaşıldığı, mahkemece, davanın kabulü ile İİK'nun 33/2. uyarınca icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Hesap kat ihtarnamesinin gönderilip tebliğ edildiği ve ihtarnameye borçlu tarafından itiraz edilmemesi halinde, İİK. mad. 150/ı gereğince, hesap kat ihtarnamesindeki miktarın kesinleşmiş olacağı ve bu durumda, borçlunun alacak miktarına yönelik iddialarının icra mahkemesinde ileri sürülmesinin mümkün olmadığı; ancak İİK. mad. 149/a; 33/1-2 uyarınca, itfa ve imhal nedeniyle icranın geri bırakılmasını talep edebileceği ve takipte istenilen miktarın ihtarnameye uygun olmadığını ve itiraz edilmeksizin kesinleşen hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten, borçlunun temerrüde düştüğü tarihe kadar işleyen akdi faiz ile bu tarihten takip tarihine kadar işleyen temerrüt faiz miktarını, ayrıca işleyecek faiz oranını şikayet konusu yapabileceği- İtiraz edilmeksizin kesinleşen hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten, borçlunun temerrüde düştüğü tarihe kadar işleyen akdi faiz ile bu tarihten takip tarihine kadar işleyen temerrüt faiz miktarı ile işleyecek faiz oranı alacaklının talebi gözetilmek ve kredi sözleşmesi hükümleri de göz önüne alınmak suretiyle incelenmesi gerektiği-
Borçlu, alacaklıdan olan karşılık alacağı ile borcunu takas ettiğini bildirerek İİK 33.maddesine göre icranın geri bırakılmasını isteyebileceği- Bu durumda borçlunun takas ettiğini bildirdiği karşılık alacağını yetkili merciilerce res'en düzenlenmiş veya imzası alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge ile ispat etmesi gerektiği- Takas için ileri sürülen alacak aynı (alacaklının takibe konu yaptığı) ilamda tespit edilmiş ise veya başka bir mahkeme ilamında (yahut kesinleşen bir takip ile) tespit edilmişse, yine karşılık alacak, icra mahkemesinde alacaklı tarafından ikrar edilirse borçlu bu ikrar ile de alacağını ispat etmiş sayılacağı-
Takas için ileri sürülen alacak aynı (alacaklının takibe konu yaptığı) ilamda tespit edilmiş ise veya başka bir mahkeme ilamında (yahutda kesinleşen bir takip ile) tespit edilmişse, borçlunun, karşılık alacağını ispat (m.33/1, 2) etmiş sayılacağı- Takas def’inin, takibin her safhasında ileri sürülebileceği- Borçlu vekili kendi lehine hükmedilen vekalet ücreti bakımından takas uygulanmasını istediğine göre bu doğrultuda değerlendirme yapılması gerektiği-
Borçlu tarafça müşterek çocuk için açıkça sebebi belirtilerek yapılan kreş, okul servis, kurs ödemeleri ve sağlık harcamalarının nafaka borcuna mahsup edilmemesi doğru ise de; borçlu tarafından takip tarihinden önceki dönemde alacaklının hesabına açıklamasız olarak yapılan ve dekontları sunulan .... tarihli ödemelerin "nafaka ödemesi" olarak kabulü gerekirken, aksine kanaatle sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-