Borçlu tarafından yapılan ödemelerin - açıkça nafaka alacağı için olduğu belirtilmedikçe- nafakaya mahsup edilmemesi gerekeceği-
İcra dairesindeki kefaletler, takibin dayandığı kambiyo senedinden ayrı bir taahhüdü içerdiğinden, olayda icra kefili hakkında kambiyo senedine ilişkin zaman aşımının değil, 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı–
İİK. 33 hükmünün sadece ‘mahkeme ilamı’na dayanan icra takipleri hakkında değil, ‘ilam hükmünde olan belge’lere dayalı takiplerde de uygulanacağı–
İlam niteliğindeki belgeye dayalı olarak yapılmış olan ilamlı takiplerde, borçlunun imza itirazının incelenemeyeceği (Bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılamayacağı)–
Mahkemece hükmedilmiş olan ‘iştirak nafakası’nın küçüğün reşit olmasıyla kendiliğinden sona ereceği (İştirak nafakasının –MK. 182 uyarınca- velayetin devam ettiği süre ile sınırlı olduğu)–
İlamlı icra takibinin mükerrer yapıldığına ilişkin itirazın, İİK'nun 33/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabi olacağı-
İK’nun 150ı maddesinde «borca itirazın (daha doğrusu; şikayetin) kabulü veya reddi halinde, icra inkar tazminatına hükmedileceğine» ilişkin yasal bir düzenleme bulunmadığından, mahkemece ayrıca «icra inkar tazminatı»na hükmedilemeyeceği—
Hakkın özünden feragat edilmediği sürece borcun ödenmiş olmasının, icra mahkemesine yapılan itirazın esasının incelenmesine engel teşkil etmeyeceği–
Davayı kabulün ‘ikrar’dan farklı olduğu, ‘ikrar’ın konusunun olaylar olduğu, ‘kabul’ün ise talep sonucuna ilişkin olduğu; vekilin bir vakayı ikrar edebilmesi için vekaletnamesinde özel bir kabul veya ikrar yetkisinin bulunmasının gerek bulunmadığı–