Borçlu vekilinin itiraz dilekçesinde, müşterek çocuklarınınn eğitim masraflarına yönelik ödeme yaptığını açıkça kabul ettiği, alacaklının kabul ettiği ödemeler dışında çucuğun eğitimi için yapılan ödemeler nafaka borcundan mahsup edilemeyeceğinden, gerektiğinde bilirkişiden rapor alınmak suretiyle, nafaka borcunun yeniden belirlenmesi ve buna göre sonuca gidilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
8.Hukuk Dairesi'nin yeni oluşan içtihatları ile yönetim aleyhine başlatılan takipte kat maliklerine İİK'nun 89. maddesine göre haciz ihbarnamesi gönderilebileceği gibi kat maliklerine karşı ilama atıf yapılmak suretiyle ancak ilamsız takip yapılabileceği; davalı olarak kat malikleri adına apartman yöneticiliğinin gösterildiği dava sonrasında kat maliklerine icra emri gönderilemeyeceği-
Yönetim aleyhine başlatılan takipte kat maliklerine İİK. mad. 89 uyarınca haciz ihbarnamesi gönderilebileceği gibi kat maliklerine karşı ilama atıf yapılmak suretiyle ancak ilamsız takip yapılabileceği; anılan takibe itiraz halinde ise; tamamı belirlenen borçtan, itiraz eden kat malikinin sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise miktarı alacaklı tarafından açılacak itirazın iptali yargılamasında belirlenebileceği- İlamın yargılamasında yer almayan takip konusu borcun ne kadarlık kısmından sorumlu olduğu ilamdan net bir şekilde anlaşılamayan kişilere ilamlı takibin yöneltilmesi ve icra emri gönderilmesinin, ilamlı takip hükümlerine uygun olmadığı-
İİK.nun 33/1. maddesine göre: icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabileceği, itfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılacağı-
Alacaklı anne tarafından kabul edilmeyen ve lehine nafaka takdir edilen küşçük tarafından imzalanan belgenin İİK. mad. 33 kapsamında "ödeme belgesi" olarak kabul edilemeyeceği-
İcra takip dosyasına takip borcu için yapılan ödemelerin, kim tarafından yapılırsa yapılsın dosya borcuna mahsubu gerekeceği-
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligatın, muhatabın bilinen en son adresinde yapılacağı, 6099 sayılı Yasa'nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin, bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın bu adrese yapılacağı, takip dosyasında, borçlunun bilinen en son adresine tebligat yapılmadan doğrudan tebliğ mazbatası üzerine “mernis adresi” şerhi düşülerek 7201 sayılı TK.nun 21/1 maddesine göre yapılan tebliğ işlemi usulsüz olup mahkemenin aksi yöndeki değerlendirmesinin hatalı olduğu-
Takip dayanağı ilamın hüküm fıkrasının 4 no'lu bendinde müşterek çocuk için 2003 yılı sonuna kadar yani 31.12.2003 tarihine kadar aylık 300.000.00TL iştirak nafakasının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bu nafakanın 31.12.2003 tarihinden 31.12.2004 tarihine kadar 450.000.000TL olarak tahsiline, 31.12.2004 tarihinden itibaren küçüğe ödenen 450.000.000TL iştirak nafakasının 2004 yılının TÜFE'deki artış oranına göre arttırılarak davacıya verilmesine hükmedilmiş olduğu, yani 31.12.2003 tarihine kadar aylık nafaka 300.000.00TL olarak ,bu tarihten 31.12.2004 tarihine kadar aylık 450.000.000TL olarak belirlendikten sonra 31.12.2004 tarihinden itibaren aylık 450.000.000TL iştirak nafakasının 2004 yılının TÜFE'deki artış oranına göre arttırılarak; 5 no'lu bendinde ise; davalı eş için 31.12.2003 tarihine kadar 150.000.00TL yoksulluk nafakasına, 31.12.2003 tarihinden 31.12.2004 tarihine kadar aylık 300.000.00TL yoksulluk nafakasına denildikten sonra ,bu nafakanın 31.12.2004 tarihinden itibaren TÜFE'deki artış oranı kadar artış yapılarak davacıdan tahsiline karar verilmiş olduğu- İlamda iştirak nafakası ve yoksulluk nafakasının 31.12.2004 tarihine kadar tahsil edilebilecek miktarları açıkça gösterilmiş, bu tarihten sonra ise; 4 no'lu bentte müşterek çocuk için yapılacak artışın 2004 yılının TÜFE'deki artış oranına sabitlendiği, buna göre 31.12.2004 tarihinden sonraki dönemlerde artış oranının 2004 yılının TÜFE'deki artış oranı olduğu ve sabit bu oran üzerinden takip tarihine kadar istenebilecek nafakanın hesaplanması gerekir. İlam hükmünün 5 no'lu bendinde eş için 31.12.2004 tarihine kadar istenebilecek nafaka miktarı da belirlendikten sonra bu tarihten itibaren TÜFE'deki artış oranı kadar artış yapılacağı şeklinde hüküm kurulduğu, bir başka anlatımla belli bir yılın TÜFE artış oranına sabitleme bulunmadığından eşin nafakası 31.12.2004 tarihinde 300.000.00TL kabul edilerek bu miktarın takip tarihine kadar TÜFE'deki artış oranlarına göre istenebilir miktarın hesaplanması gerekeceği-
Mahkemece yapılacak işin; tarafların bildirdikleri bankalardan hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorulması ve hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının bilirkişiye hesaplattırılması şeklinde olması gerekeceği-