Şikayet dilekçesinde açıklanan boşanma protokolden farklı bir protokol incelenerek karar verilmesinin hatalı olduğu-
Kural olarak, Merkez Bankası faiz oranları fiilen uygulanan değil, uygulanması muhtemel olan en yüksek mevduat faiz oranlarını göstermekte olduğundan bu oranlar esas alınarak hesaplama yapılamayacağından, taraflara uygulanmasını talep ettikleri faiz oranları ile ilgili banka isimlerini bildirmeleri için imkan sağlanarak bildirilen tüm bankalardan faiz oranının sorulması ve gerektiğinde bilirkişi hesaplaması yapılarak sonuca gidilmesi gerekeceği-
Borçlunun alacaklıdan olan karşılık alacağı ile borcunu takas ettiğini bildirerek İİK. mad. 33 uyarınca icranın geri bırakılmasını isteyebileceği; bu durumda borçlunun takas ettiğini bildirdiği karşılık alacağını yetkili merciilerce res'en düzenlenmiş veya imzası alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge ile ispat etmesi gerekeceği- Takas için ileri sürülen alacak aynı (alacaklının takibe konu yaptığı) ilamda tespit edilmiş ise veya başka bir mahkeme ilamında (yahut da kesinleşen bir takip ile) tespit edilmişse, borçlunun, karşılık alacağını ispat (m.33/1, 2) etmiş sayılacağı- Borçlunun karşılık alacağı ilama veya yukarıdaki (İİK. 33/1) belgelere dayanmamakla beraber icra mahkemesinde alacaklı tarafından ikrar edilirse borçlunun bu ikrar ile de alacağını ispat etmiş olacağı- Buna karşılık takas için ileri sürülen alacak alacaklı tarafından inkar edilirse (yani çekişmeli) ise icra mahkemesinin borçlunun takas itirazını reddetmesi gerekeceği; her ne kadar TBK. mad. 139/II uyarınca çekişmeli alacak için de takas ileri sürülebilir ise de İİK. mad. 33/1 hükmündeki belgelerden biri ile ispat edilemeyen bir karşılık alacağa dayanarak ileri sürülen takasın takip hukuk yönünden madde 33 anlamında itfa sayılmayacağı-
Nafaka yükümlülüğü ilam karar tarihi itibariyle başlamış olduğundan ilam karar tarihinden sonra takipten önce yapılan ödemeler yönünden icranın geri bırakılması kararı verilmesi gerektiği-
Takip borçlusu olmayan üçüncü kişi tarafından yapılan ödemelerin, borçlu adına yapılan nafakaya ilişkin ödemeler olup olmadığının taraflardan sorularak netliğe kavuşturulduktan sonra gerekirse bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekeceği-
Banka aracılığıyla müşterek çocuk adına yapılan nafakaya ilişkin olan ödemeler ile yine PTT aracılığıyla müşterek çocuk ve alacaklı adına gönderilen havalelerin nafaka borcundan mahsubu gerekeceği-
İlamlı takipte dayanak belge örneğinin icra emrine eklenmesi gerektiğine dair hüküm bulunmadığından bu eksiklik gerekçe yapılarak icra emrinin iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı-
İİK'nun 33/1. maddesinde; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş, yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmünün düzenlendiği-
Nafakaya ilişkin ilamların, bir borcun veya bir hakkın varlığını belirten ilamlar gibi olmayıp, nafaka alacağı zaman geçtikçe borçlu zimmetinde tahakkuk edeceğinden, takip gününden geriye doğru on yıldan önce işlemiş olan nafaka alacağının zamanaşımına uğradığının kabulü gerektiği,buna göre Mahkemece, takip tarihinden geriye doğru on yıllık nafakanın istenebileceği gözetilerek, icra emri arkasındaki hesap tablosunda nafakanın talep edildiği döneme ait tarihler dikkate alınarak ve borçlunun zamanaşımı dışındaki diğer itiraz ve şikayet nedenleri de değerlendirilmek suretiyle inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu vekilinin itiraz dilekçesinde, müşterek çocuklarınınn eğitim masraflarına yönelik ödeme yaptığını açıkça kabul ettiği, alacaklının kabul ettiği ödemeler dışında çucuğun eğitimi için yapılan ödemeler nafaka borcundan mahsup edilemeyeceğinden, gerektiğinde bilirkişiden rapor alınmak suretiyle, nafaka borcunun yeniden belirlenmesi ve buna göre sonuca gidilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-