Brüt alacakların nete çevrilmesi ve takibe konulacak kalemlerin ve buna göre faiz miktarlarının denetlenmesi yönünde gerektiğinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak Yargıtay denetimine elverişli şekilde rapor alınması ve karar oluşturulması gerekeceği-
Borçlunun ilama aykırı faiz talep edildiğini iddia ederek, icra emrinin iptalini istediği davada, İcra Mahkemesi'nce borçlu tarafa bilirkişi ücretini yatırması için kesin süre verilmiş ise de, kesin sürenin sonuçları hatırlatılmadığından, borçlu tarafa sonuçları da hatırlatılarak yeniden süre verilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 94, 61, 103 ve 104. maddeleri gereğince, ücretten kesilmesi gereken vergiler ve sigorta primlerinin, ilgili kamu idaresine ödenmesi zorunluluğunun borçlu işverene ait olduğu, bir başka deyişle alacaklının, ilam konusu bedelden kesintiler yapıldıktan sonra kalan net miktar için ilamlı takip yapabileceği, ancak ilamda alacağın açıkça net olduğu belirtilmemiş ise bunun da brüt miktar olduğunun kabulünün gerektiği-
Alacaklının takip talepnamesinde açıkça ‘‘...komşuluk hukukuna aykırı kullanıma ilişkin muarazanın kararın kesinleşmesinden itibaren 1 ay içerisinde giderilmesi aksi halde zorla yerine getirileceği” şeklinde talepte bulunduğu, örnek 4-5 icra emrinin de buna göre çıkartıldığı, bu durumda mahkemece karar kesinleşinceye kadar örnek 4-5 icra emrindeki muarazanın giderilmesi talebi yönünden takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken takibin devamını sağlayacak şekilde hüküm oluşturulmasının doğru olmadığı-
Bankaya yatırılan para karşılığında düzenlenen dekontta, takibe dayanak ilama veya ilam alacaklısına herhangi bir atıfta bulunulmadığı ve ilam borcuna mahsuben yapıldığı iddia edilen bu ödemelerin alacaklı vekilince kabul edilmediği de nazara alındığında bu belgelerin İİK. mad. 33 kapsamındaki "ödeme belgesi" sayılmayacağı-
Alacaklı adına açılmış bir hesap ve bu hesaba yapılmış bir ödeme bulunmayıp borçlunun velayeti kendisinde kalan çocuğunun adına açtığı hesaba yaptığı ödemelerin İİK 33. maddesinde yer alan niteliği taşımadığından ve anılan madde kapsamında ödeme olarak kabul edilemeyeceğinden şikayetin reddi gerekeceği-
Dayanak ilamdaki alacak ,yargılama gideri, ilam vekalet ücreti ve faizlerinin tahsili amacıyla toplam 17.703.97 TL üzerinden icra takibinin 29.01.2014 tarihinde başlatıldığı, icra emrinin borçlu vekiline 12.02.2014 tarihinde yapıldığı, 27.01.2014 tarihinde 17.640,00 TL ödemenin alacaklının adı, ilamın esas ve karar numarası belirtilerek, açıklamaları da yapılarak alacaklıya havale edildiğinin anlaşıldığı, dosya kapsamında bu ödemeden takipten önce alacaklı veya vekilinin haberdar edildiği ispatlanamadığından alacaklı tarafından takip başlatılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı, bu durumda borçlunun takip masrafları, icra vekalet ücretinden ve faizden sorumlu olduğunun kabulü gerekeceği-
Mahkemece yapılacak işin; tarafların bildirdikleri bankalardan hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorulması, hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının bilirkişiye hesaplattırılması şeklinde olması gerekeceği-
İlamların infaz edilecek kısmı, hüküm bölümü olup, hükmün içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu, gerek icra dairesi ve gerekse icra mahkemesinin ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleme yetkisine sahip olmadığı-
Dosyanın incelenmesinde icra emrinin 11.09.2014 tarihinde tebliğ edildiği ödemenin 17.09.2014 tarihinde yapıldığı, takipten önce yapılmış ödeme bulunmadığından borçlunun takip masraflarından ve icra vekalet ücretinden de sorumlu olduğunun kabulü gerekeceği-