«Takip dayanağı senette sahtekarlık (tahrifat) yapılmış olduğu» konusunda, borçlu tarafından yapılan şikayet üzerine, alacaklı hakkında ceza mahkemesinde «kamu davası» açılmış olması ve borçlunun bu davaya kişisel hak bakımından katılıp, takibin iptalini» istemiş olması halinde, HUMK’nun 317. maddesi çerçevesinde -yani; bu davada «tanıkların dinlenmesine ve/veya bilirkişi incelemesi yapılmasına» karar verilmişse- icra mahkemesince «takibin durdurulmasına» karar verilip, «açılan bu davanın sonucunun bekletici mesele yapılmasına» karar verilmesi gerekeceği (Hemen belirtelim ki; yeni 6100 Sayılı HMK.nun 209. maddesinde tamamen farklı bir düzenleme kabul edilmiş olup buna göre "adi bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde, bu konuda bir karar verilnceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz" (HMK.209/1) denilmiş olduğundan, sadece sahtelik iddiasında bulunulması ile o senede dayalı icra takibi kendiliğinden duracaktır.)
«İstihkak davası»na konu olabilecek bir hususun «şikayet» yoluyla icra mahkemesine bildirilemeyeceği–
İhale konusu taşınır/taşınmaz üzerinde -aynı ile ilgili bir dava nedeniyle konulmuş dahi olsa- ihtiyati tedbiri bulunan kişinin, -bu ihtiyati tedbir, o şeyin cebri icra yolu ile satışını da önlemek için konulmuş olmadıkça- ihalenin feshini isteyemeyeceği–
DSİ Genel Müdürlüğünün idarî işlemlerinin harçtan muaf olduğu (yargı harçlarından sorumlu olduğu)–
«Haczedilen menkullerin, ipotekli taşınmazın teferruatı olduğu ve taşınmazdan ayrı olarak haczedilemeyeceği»ne ilişkin şikayetin süreye bağlı olmadığı–
«Kendilerine satış ilanı tebliğ edilmediği» ileri sürülen ilgililer yerine, başka kişilerin bu sebeple ihalenin feshini isteyemeyeceği—
Takip dosyasında taraf bulunmayan üçüncü kişinin, «İİK.’nun 45. maddesine aykırılık nedeniyle» takibin iptalini isteyemeyeceği–
Taşınmazın aynına ilişkin olup kesinleştikten sonra infaz edilebilecek ilamın eklentileri içinde faizin, ilamın kesinleşmesinden itibaren istenebileceği–