Asıl borçlu hakkında takip yapılmadan ipotek verenler hakkında takip yapılamayacağı ve daha sonra asıl borçlunun takibe dahil edilemeyeceği, buna karşın, asıl borçlu hakkında takip yapıldığı halde ipotek veren hakkında takip yapılmamışsa, bu kişinin daha sonra takibe dahil edilmesinin ve hakkındaki eksikliğin giderilmesinin mümkün olduğu–
Genel haciz yolu ile takipte ödeme emrinin tebliğ usul ve esaslarını düzenleyen İİK.nun 61. maddesine göre, takip dayanağı belgenin somut olayda kredi sözleşmesinin ödeme emri ekinde şikayetçi borçluya tebliğinin yasal zorunluluk bulunmasına, her ne kadar Özel Daire yukarıda belirtilen bozma ilamında “ödeme emrinin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin değerlendirilmediği” şeklinde bir saptamada bulunmuş ise de, yerel mahkemenin İİK.’nun 61.maddesine aykırı olarak, takip dayanağı belgelerin icra dairesi’nde inceleme olanağının bulunduğu şeklindeki gerekeçe ve değerlendirmenin isabetsiz bulunmasına göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekeceği-
İcra emrinin Tebligat Kanununa uygun olarak tebliğ edilmediğinin saptanması halinde «icra (ödeme)emrinin iptaline» değil «tebliğ tarihinin düzeltilmesine» karar verilmesi gerekeceği–
Tebligatın ilgiliye usulsüz yapılmış olduğunun -yapılan şikâyet sonucu- anlaşılması halinde icra mahkemesince (tetkik merciince) «tebligatın iptaline» değil, «tebliğ tarihinin ilgilinin bildirdiği tarih olarak düzeltilmesine» şeklinde karar verilmesi gerekeceği–
«Taşınmazın borçlu adına olan tapu kaydının gabin nedeniyle iptal edilerek şikayetçiler adına tesciline» ilişkin ilam hükmünün, Tapu Sicili Müdürlüğünce «evvelce tesis edilmiş olan ipotek şerhi ile birlikte» şikayetçiler adına tescil edilerek yerine getirilmiş olması halinde, ipoteğin -mahkeme kararı ile- fekkedilmediği sürece geçerliliğini koruyacağı–
4081 sayılı Kanunun 15. maddesi uyarınca köy ihtiyar meclisince «koruma tarifesi» uyarınca verilen kararların, 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre icraya verilebileceği, İİK. mad. 58’e göre «takip talebi» düzenlenerek icra dairesinde takip konusu yapılamayacağı–
Takipte taraf olmayan üçüncü kişinin, haciz işleminin usulsüzlüğünü ileri süremeyeceği-
Gerek ilam ile gerek ara kararı ile hükmedilen nafakanın -kesinleşmesine gerek olmadan- (başlangıç tarihi ayrıca açıklanmamış ise) karar tarihinden itibaren istenebileceği–
Derneklerin «kayıt ücretleri», «yıllık aidat» ve «itirazı kâbil olmayan para cezaları» ile ilgili kararlarının ilam hükmünde olduğu–
Aile hukukuna ilişkin ilamlar kesinleşmediğinden, boşanma ilamında yer alan ve onun eklentisi niteliğinde olan maddi/manevi tazminatların boşanma ilamı kesinleştikten sonra icraya konulabileceği, bu alacaklar için, ilamın kesinleşmesinden itibaren faiz istenebileceği–