Boşanma davasından sonra MK: 197 uyarınca verilen tedbir nafakasının, boşanmaya ilişkin kararın kesinleşmesi ile sona ermeyeceği, mahkeme kararı olmaksızın icra mahkemesince (tetkik merciince) nafakanın kaldırılamayacağı–
Takip tarihinde ergin olan çocuk için, annesinin velayeten «birikmiş nafaka»dan dolayı takip yapamayacağı–
İlamın infaz edilecek kısmının «hüküm bölümü» olduğu, bu bölümün aynen infazı gerektiği, dar yetkili icra mahkemesi hakiminin, ilamın infaz edilecek kısmını (hüküm fıkrasını) yorum yoluyla belirleme yetkisine sahip olmadığı-
İİK. 72/IV ve V uyarınca, olumsuz tesbit davası sonucunda verilen ilamlar kesinleşmeden infaz olunamayacağından, ilamın -tazminat, yargılama giderleri, vekalet ücreti gibi- eklentilerinin de ilamın kesinleşmesi ile muaccel hale geleceği, bu tarihten itibaren bunlar için faiz istenebileceği ve icraya konulabileceği–
Sona eren ve yenilenmemiş olan kira sözleşmesi nedeniyle «fuzuli şagil» durumuna düşen kiracının müdahalesinin men’ine ve ecrimisile ilişkin ilamın, kesinleşmeden icraya konulabileceği–
Satılan taşınmazın paydaşlarının -kendi payı satılmamış dahi olsa- «tapudaki ilgili»lerden olmaları nedeniyle, ihalenin feshini isteyebilecekleri—
«Ölü kişi hakkında takip yapılamayacağı»ndan mirasçıların takibe dahil edilerek (takibin onlara yöneltilerek) onlara ödeme (icra) emri gönderilerek takibe devam edilemeyeceği– Not: 6100 sayılı yeni HMK’ nun 124/4 maddesindeki “dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir.” şeklindeki yeni düzenleme nedeniyle, bu İçtihadı Birleştirme Kararı önemini yitirmiştir…
Alacaklının, «asıl borçlu»ya müracaat etmeden ve rehinleri paraya çevirtmeden «kefiller» hakkında takip yapabileceğinden, «ipotek veren malik» sıfatı yanında «kredi sözleşmesinin müşterek ve müteselsil borçlu ve kefili» sıfatını taşıyan borçlu hakkında da «genel haciz yolu ile» takipte bulunabileceği–