Borçludan alacaklı olan kişinin, başka bir alacaklının koyduğu hacize itiraz edemeyeceği (bu haczin kaldırılmasını isteyemeyeceği, bu haczi düştüğünü ileri süremeyeceği) - Bu alacaklının ancak daha sonra «sıra cetveline itiraz» (şikayet) yoluna başvurabileceği–
İpotekli alacaklının, ihaleden önce «taşınmazın, ipotek bedelini karşılamasa da» satılmasına muvafakat etmesi halinde, taşınmazın en yüksek pey süren alıcıya -ileri sürülen peyin, taşınmazın kıymetinin birinci arttırmada % 60’ını, ikinci arttırmada ise % 40’ını ve satış/paylaştırma masraflarını da karşılaması koşuluyla- ihale edilebileceği—
Murisin kullanmadığı «tebligatın usulsüzlüğü»ne ilişkin şikayet hakkının, mirasçıları tarafından kullanılamayacağı–
«Boşanma», «babalık davası» gibi aile hukukuna ilişkin ilâmlarda yer alan «maddi/manevi tazminat»lar ile «yoksulluk nafakaları»nın ve ilâmın eklentisi olan «avukatlık ücreti» ile «yargılama giderleri»nin, ilâm kesinleşmeden takip konusu yapılamayacağı–
Hakkındaki dava, vekili tarafından takip edilen çocuğun, dava sırasında reşit olması halinde, bu tarihten itibaren velinin “yasal temsilci” sıfatının sona ereceği; takip tarihi itibariyle velayeti sona ermiş olan kişinin başlattığı takibin de iptali gerekeceği-
Sıra cetveline yönelik şikâyetlerde, sırasına itiraz edilen -yapılan şikâyetten hukuki durumu etkilenecek olan- alacaklı ya da alacaklıların «karşı taraf» olarak gösterilmesi (eğer gösterilmemişse, icra mahkemesince «tetkik merciince» bu kişilerin duruşmaya çağırılması) gerekeceği–
«Taşınmazın tapu kaydına konulan haczin kaldırılması» isteklerinin «istihkak» niteliğinde olmayıp «şikayet» niteliğinde olduğu–
Boşanma davasından sonra MK: 197 uyarınca verilen tedbir nafakasının, boşanmaya ilişkin kararın kesinleşmesi ile sona ermeyeceği, mahkeme kararı olmaksızın icra mahkemesince (tetkik merciince) nafakanın kaldırılamayacağı–