Ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren bir yıllık süre içerisinde alacaklı vekilinin talebi ile borçlu adına kayıtlı taşınmazların tapu kayıtlarına haciz konulmuş olmakla, İİK’nun 78/II maddesinde düzenlenen “haciz isteme hakkı”nın süresi içinde yerine getirilmiş olacağı, ancak yasada öngörülen zamanda satış istenmediğinden İİK’nun 106 ve 110. maddeleri gereğince haczin kalkmış olacağı–
Ödeme emrinin takip talebine uygun olarak düzenlenmemesi halinde, süresiz şikayet yoluyla iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İştirak nafakasının, nafaka alacaklısı çocuğun ergin (reşit) olması ile kendiliğinden kalkacağı–
506 sayılı SSK’nun 121. maddesi gereğince; kurumca bağlanacak gelir veya aylıklar ve sağlanacak yardımların nafaka borçları dışında haczedilemeyeceği; kamu düzeniyle ilgili olan bu kurala aykırı olarak yapılacak işlemin süresiz şikayet yolu ile iptali gerekeceği–
Borçlunun “örnek 13 ödeme emrinin yasal koşulları taşımadığı”na ilişkin şikayetinin 7 günlük süreye bağlı olduğu–
Usulsüz tebliğden haberdar olan borçluların haberdar oldukları tarihten itibaren yasal süresi içinde, seçilen takip şekline göre icra dairesine itiraz ederken ayrıca 7 günlük şikayet süresi içinde tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine de başvurması gerekeceği–
‘Tebliğ tarihinin düzeltilmesi yönündeki’ isteğin ‘şikayet’ niteliğinde olup İİK’nun 16/I maddesi gereğince ‘tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde’ icra mahkemesine başvurulması gerekeceği–
Ölü kişi hakkında takip yapılamayacağı gibi, bu şekilde başlatılan bir takibin mirasçılara da yöneltilemeyeceği– (Not: 6100 sayılı yeni HMK’ nun 124/4 maddesindeki “dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir.” şeklindeki yeni düzenleme nedeniyle, bu kararlar önemini yitirmiştir…
Ödeme emri tebliğ edilmese bile, alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesinin bulunduğu durumlarda, borçlunun ödeme emrini tebliğ almadan önce de şikayette bulunabileceği–
Taraflar arasında menfaat çatışması olduğundan, baba C.B. adresinde oğlu olan muteriz borçlu M.B.’ye yapılan tebliğ işleminin, Tebligat Kanunu’nun 39 ve Tüzüğün 60. maddelerine uygun olmadığından, usulsüz olduğu-