Ölü kişi hakkında takip yapılamayacağı gibi, bu şekilde başlatılan bir takibin mirasçılara da yöneltilemeyeceği– (Not: 6100 sayılı yeni HMK’ nun 124/4 maddesindeki “dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir.” şeklindeki yeni düzenleme nedeniyle, kararların bu kısmı önemini yitirmiştir…) Çek düzenlemek için açıkça yetki verdiği (ancak bono düzenlemeye yetki vermediği) görülmekle çeklerle ilgili olarak borçlunun tirazının reddine karar verilmesi gerektiği-
İcra müdürlüğünde verilmiş olan bir karardan daha sonra kendiliğinden dönülerek ilk kararın aksine olan ikinci bir karar verilmeyeceği; bu hususun şikayete konu edilmesi halinde hakim denetiminden geçerek sonuçta doğru olan kararın onaylanması halinde, icra müdürünün rücu kararının sonuca etkili olmayacağı–
Şikayet “dava” niteliğini taşımadığından, şikayet dilekçesinin HUMK’nun 179 (yeni HMK’nun 119.) maddesindeki koşullarını içermesinin gerekmediği–
İlamda açıkça avukat adına hükmedilmediği sürece, vekalet ücreti avukata ait olsa dahi taraflar lehine hükmedileceğinden, alacaklı vekilinin vekalet ücreti için kendi adına icra takibinde bulunamayacağı–
Borçlunun “örnek 7 ödeme emrini” aldıktan ve İİK. 62 uyarınca icra dairesine başvurarak borca, yetkiye faizi itiraz edip takibi durdurduktan sonra, ayrıca icra mahkemesince “şikayet”te bulunmasının fuzuli bir işlem olup, mahkemece bu şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği–
Alacağın temliki halinde, alacak hakkının, bunu devralan üçüncü kişiye geçeceği, alacağı devredenin alacak üzerinde tasarruf etme yetkisini kaybedeceği-
İcra dosyasındaki son işlem tarihi üzerinden 3 yıllık süre geçmiş olması halinde, takip dayanağı bononun zamanaşımına uğramış olacağı—
İlamların infaz edilecek kısmının “hüküm bölümü olduğu”; hükmün içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu, bu nedenle icra hakiminin, ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleme yetkisine sahip olmadığı–
Faiz alacağına mahkeme ilamında hükmedilmiş olması halinde, BK.’nun 113/II (şimdi; TBK. mad. 131/2) maddesi uyarınca halin icabından anlaşılan durum gereği, bu alacaktan açıkça feragat edilmediği müddetçe, faiz alacağı hukuki varlığını koruyacağından, alacaklının fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmasa bile, zaman aşımı süresinin dolmasına kadar, “ilamda yazılı eksik kalan faiz alacağı”nı her zaman ayrı takip yaparak talep edebileceği-
Talimat icra dairesinin, hacizi tamamlandıktan ve istihkak iddialarını tutanağa geçirdikten sonra, “sözü edilen istihkak iddiası hakkında bir karar verilmek üzere” dosyayı asıl icra dairesine göndermesi gerekeceği–