İcra dairesinin taşınmazın haczi halinde kiracıları da hacizden haberdar edip işleyecek kiraların icra dairesine ödenmesini isteyebileceği, ancak, icra müdürlüğü işlemine karşı çıkmayarak kabul eden kiracıların kiraları ödememesi halinde kiracıların icra müdürlüğünce tahliyesine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmadığından mahkemece, İİK.nun 92. maddesi nedeniyle kiracıların tahliyesine yönelik icra müdürlüğü işleminin iptaline karar vermek gerekeceği-
Fonun alacaklı olduğu ve İcra ve İflas Kanununa göre yapılan takiplerde borçlular tarafından yapılan itirazların, satış dışında takip işlemlerini durdurmayacağı–
Yöneticinin Kat Mülkiyeti Kanunun 35. maddesinde yazılı olmayan hususlarda ve genel yönetim işlerinin görülmesi dışında kalan hallerde, dava açabilmesi için aynı zamanda kat maliki olması veya bu konuda kat maliklerinden yetki alması gerekeceği–
Ancak kesinleştikten sonra takibe konulabilecek olan bir ilamın, takip tarihinden sonra kesinleşmiş olmasının takibin iptalini önlemeyeceği–
Finansal kiralama konusu malların kiracının veya kiralayanın borcundan dolayı haczedilmesi halinde, 7 günlük şikayet süresi içinde haczedilmezlik şikayetinde bulunulabileceği–
Alacaklının yaptığı icra takibinden vazgeçebileceği yani takip talebini geri alabileceği; icra takibinden vazgeçmenin esas haktan feragat niteliğinde olmadığı, bunun için borçlunun rızasına gerek bulunmadığı–
Borçlu adresinde yapılan haciz üzerine, üçüncü kişi lehine istihkak iddiasında bulunulması üzerine, icra müdürlüğünce İİK. nun 96 vd. maddelerine göre işlem yapılması gerekirken, üçüncü kişi adresinde haciz yapılmış gibi İİK. nun 99. maddesine göre işlem yapılamayacağı-
İcra dairelerinin icra işlerinde birinci derecede sorumlu oldukları yaptıkları işlemlerin bazılarında hiç takdir yetkisi bulunmadığı, takdir yetkisi tanınan hallerde takdir yetkisini kullanırken, ilgililerin menfaatlerini en iyi şekilde gözetmek zorunda oldukları ve yaptıkları işlemlerin yerin deliğinin denetiminin ancak şikayet yolu ile icra hakimliklerine ait yetki olduğu, icra müdürlüklerinin verdikleri karardan kendiliğinden dönerek yeni bir karar vermelerinin mümkün olmadığı-
İcra dairelerinin icra işlerinde birinci derecede sorumlu oldukları yaptıkları işlemlerin bazılarında hiç takdir yetkisi bulunmadığı, takdir yetkisi tanınan hallerde takdir yetkisini kullanırken, ilgililerin menfaatlerini en iyi şekilde gözetmek zorunda oldukları ve yaptıkları işlemlerin yerin deliğinin denetiminin ancak şikayet yolu ile icra hakimliklerine ait yetki olduğu, icra müdürlüklerinin verdikleri karardan kendiliğinden dönerek yeni bir karar vermelerinin mümkün olmadığı–
Yargılamanın (icra takibinin) sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, itirazların yapılabilmesi, davanın (takibin) süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların duruşma gününden (yada icra takibinden) haberdar edilmesi ile mümkün olacağı, kişinin hangi yargı merciinde duruşması bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların (taleplerin) nelerden ibaret olduğunu bilmesi, Tebligat Kanununda ve Tüzüğünde açıklanan usule uygun tebligat yapılması ile sağlanabileceği; Tebligat Kanunu ile Tebligat Tüzüğünün tamamen şekle ilişkin kurallar içerdiği, bu nedenle usulsüz tebligat yapıldığı iddiasında bulunulduğunda hakimin tebligat yapılan kişinin şirketin yetkili temsilcisi olup olmadığını yöntemince araştırmasının gerektiği-