Kural olarak teferruatın –üzerinde ipotek bulunmayan- taşınmazdan ayrı olarak haczedilebileceği (yani alacaklıların fabrika binası -fabrikanın tapu kaydı- üzerine haciz koymadan, fabrika içindeki makinaları ayrı ayrı haczettirebilecekleri)-
HMK. Uyarınca mahkemece verilmiş olan tedbir kararının, yine mahkemece tayin edilecek bir memur tarafından yerine getirilebileceği, bu durumda borçluya ortada bir mahkeme kararı mevcutmuş gibi “örnek 3 icra emri” gönderilerek takip yapılamayacağı–
Taşınmazdaki payı haczedilen borçlunun da meskeniyet şikayetinde bulunabileceği; borçlunun payına isabet eden değerle ilgili rapor alınarak, bilirkişi raporu ile oturabileceği evin değeri de tespit edildikten sonra, bu iki raporun değerlendirilip varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Takip dayanağı ‘ilam’da hükmedilen alacağın (tedbir nafakasının, inkar tazminatının, maddi/manevi tazminatın, birikmiş nafaka farklarının vs.) ya da ‘ara kararı’ ile hükmedilen birikmiş nafaka alacağının faizinin ne zaman başlayacağının belirtilmemiş olması –yani; ‘faizin başlangıcı’ hakkında ilamda bir hüküm bulunmaması halinde, karar tarihinden itibaren faiz istenebileceği; ancak hükmün infazı için kesinleşme gereken hallerde faizin, ilamın kesinleşme tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı–
İştirak nafakanın alacaklısı müşterek çocuk olmayıp, velayet hakkı kendisine verilen eş olduğundan, eşin de velayet hakkı küçüğün reşit (ergin) olması ile sona ereceğinden, bu tarihten sonra iştirak nafakası talep edilemeyeceği–
Takip dayanağı ilamda faizin başlangıcı konusunda bir hüküm bulunmaması halinde, karar tarihinden itibaren faiz istenebileceği; ancak hükmün infazı için kesinleşmesi gereken hallerde, ilamda yer alan (yargılama gideri ve avukatlık ücreti gibi) eklentileri ilamın kesinleştiği tarihte istenebilir hale geleceğinden, faizin, ilamın kesinleşme tarihinden itibaren istenebileceği–
İcra müdürünün alacaklının istemi üzerine istenen yere (istenen mal ya da para üzerine) haciz koymak zorunda olduğu, haczedilmek istenen şeyin/paranın “haczedilemez nitelikte olup olmadığı”na karar vermek yetkisinin, şikayet üzerine icra mahkemesine ait olduğu, bu konuda icra müdürünün bir takdir yetkisinin olmadığı (Not: Bu içtihatlar 6352 sayılı Kanunla İİK'nun 82. maddesine eklenen son fıkra uyarınca geçerliliğini yitirmiştir.)–