Takip dayanağı ilamda faizin başlangıcı konusunda bir hüküm bulunmaması halinde, karar tarihinden itibaren faiz istenebileceği; ancak hükmün infazı için kesinleşmesi gereken hallerde, ilamda yer alan (yargılama gideri ve avukatlık ücreti gibi) eklentileri ilamın kesinleştiği tarihte istenebilir hale geleceğinden, faizin, ilamın kesinleşme tarihinden itibaren istenebileceği–
Kıdem tazminatı alacağına dayalı takiplerde mahkemece “hakkın doğum tarihinden itibaren birer aylık devreler halinde, mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının, tarafların bildirdikleri bankalardan sorulmak suretiyle oluşacak sonuca göre” bir karar verilmesi gerekeceği–
Alacak bir belgeye dayanmakta ise; belgenin onaylı örneğinin ödeme emriyle birlikte borçluya gönderilmesi, aksi takdirde borçlunun şikayeti üzerine icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” karar verilmesi gerekeceği–
İcra mahkemesince ilamın infaz edilebilecek kısmının yorum yolu ile belirlenemeyeceği; “yıkımın tehlike yaratacağı” hususunun icra mahkemesince dikkate alınamayacağı–
İpoteğin ‘üst sınır ipoteği’ (azami meblağ ipoteği) olması halinde borçlunun sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olarak sorumlu olduğu–
Borçlunun mahkemeye verdiği dilekçede “gecikmiş itiraz” deyimini kullanmış olmasının –hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan- yapılan başvurunun “şikayet” olarak değerlendirilmesine engel teşkil etmeyeceği–
Atık su alacağının tahsili için başlatılan icra takibinin, ‘apartman genel giderleri’ ile ilgili olduğundan –Kat Mülkiyeti Kanununun 35. maddesi gereğince- yönetimin dava ve takip ehliyeti bulunduğu bu konudaki (husumetle ilgili şikayetin kamu düzenine ilişkin olup süreye tabi olmadığı–
Takip alacaklısının, bozma üzerine verilen kararı takip dosyasına ibraz ederek, bu ilama göre yeni icra emri çıkarılması gerekirken, bu takipten feragat etmeksizin yeni takip yapamayacağı–
Takibin kesinleşmesinden sonraki bir tarihte, borçlunun emekli maaşının 200.00 TL’lik kısmı için haciz konmasına muvafakat etmesinden sonra, emekli maaşına bu miktar için haciz konması üzerine, şikayet yolu ile “haczin kaldırılmasını” isteyemeyeceği–
İcra ve İflas Kanununda icra müdürüne haciz uygulaması konusunda bir takdir yetkisi tanınmamış olduğu, bu nedenle haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olan taşınmazın, borçlunun borcundan dolayı haczedilmesi gerekeceği–