‘Tebliğ tarihinin düzeltilmesi yönündeki’ isteğin ‘şikayet’ niteliğinde olup İİK’nun 16/I maddesi gereğince ‘tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde’ icra mahkemesine başvurulması gerekeceği–
Kanunun emredici kurallarına aykırı olarak yapılan işlemlere karşı yapılan şikayetin süreye tabi olmadığı–
Ödeme emrinin tebliğine ilişkin belgede, tebliğ memurunun ad ve soyadının bulunmamasının usulüne uygun bir tebliğ işlemi olarak değerlendirilemeyeceği-
Borçlu belediyenin borçlarından dolayı bankadaki hesapları üzerine haciz konulmuş olması halinde, mahkemece bu hesaplar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, hesaba yatmış olan paraların niteliklerinin incelenmesi gerekeceği; inceleme sonucunda hesaptaki paralardan vergi, resim ve harca ait olanlarla belediye paylarının kendiliğinden haczedilemeyeceği, ancak fiilen kamu hizmetinde kullanılmayan paraların haczedilebileceği–
İcra dairesine başvurarak itirazda bulunan borçlunun en geç bu tarihte takipten haberdar olduğu kabul edilerek, takibe yönelik şikayet süresinin de bu tarihten itibaren başlayacağı–
Takip konusu ilamda taşınmazın aynına ilişkin bir uyuşmazlık bulunmaması (taraflar arasında mülkiyete yönelik bir uyuşmazlık bulunmaması) halinde (davalının elatmasının önlenmesine ve ecrimisil ve kal’e, suya yönelik elatmanın önlenmesine kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminata ve taşınmazın yol olarak terkinine, kamulaştırma nedeniyle tapu kaydının iptaline, fuzuli işgal nedenine dayalı el atmanın önlenmesine ve ecrimisile, bina girişinde izinsiz ve kaçak olarak projeye aykırı şekilde yapılmış olan tadilatın kal’ine, kiralanmış taşınmazın tahliyesine, taşınmaz üzerinde bulunan muhtesata, ipotek bedelinin ödenmesi halinde ipoteğin kaldırılmasına dair) verilen kararların, taşınmazın aynına ilişkin sayılamayacağı ve bu nedenle kesinleşmeden takip konusu yapılabileceği–
Bozma öncesinde yapılan icra işlemleri ve haciz işleminin geçerli olup, haczin devam edeceği; icra mahkemesinin de takibe konu ilam Yargıtayca bozulsa dahi haczedilmezlik şikayetinin esasını inceleyip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği–
Borçluya ödeme emri tebliğ edilmese bile, alacaklının takibi sürdürme iradesi mevcut olduğu sürece, borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemiş olmasının, borçlunun şikayet ve itirazda bulunmasına engel teşkil etmeyeceği–
Vekaletname fotokopisinde Türkiye Barolar Birliği pulunun bulunmamasının vekil tarafından yapılan itirazı geçersiz kılmayacağı, baro pulu eksikliğinin tamamlanması için icra müdürlüğünce borçlu (alacaklı) vekiline süre verilmesi gerekeceği–
Kredi sözleşmesini ‘müteselsil borçlu ve müteselsil’ kefil sıfatıyla imzalamış bulunan ayrıca ‘asıl borçlu’ ve ‘ipotek veren üçüncü kişi’ konumunda olmayan kişi hakkında, ‘ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile’ takip yapılamayacağı, bu kişinin hakkında hatalı olarak yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibi, ‘süresiz şikayet’ yolu ile iptal ettirebileceği– ‘Asıl borçlu’ ve ‘ipotek veren üçüncü kişi’ sıfatını taşımayan, müteselsil kefil adıyla kredi sözleşmesini imzalamış olan kişi hakkında yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibin süresiz şikayet yolu ile iptali gerekeceği–