İİK’nun 33. maddesi uyarınca borçlunun ancak hüküm tarihinden sonraki dönemde gerçekleşen ifa nedenine dayalı olarak icranın geri bırakılmasını isteyebileceği, karar tarihinden önceki döneme ilişkin itfa iddiasının ilamın yargılaması sırasında mahkemede ileri sürülmesi gerekeceği veya Yargıtayda temyiz nedeni yapılması gerekeceği–
Takip dosyasından fazla tahsil edilen parayı geri alabilmek için müstakil icra takibi yapılamayacağı, ilgili kişinin sözü edilen parayı İİK. 40/II uyarınca takip dosyasından geri istemesi gerekeceği–
Takipte borçlu olarak yer alan (gösterilen) kuruluşun, gerçek ya da tüzel kişiliğinin bulunmamasının, takibin ‘pasif husumet ehliyeti yokluğu’ nedeniyle, süresiz şikayet yolu ile iptalini gerektireceği –iki veya daha fazla işletmenin belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehliyetinden de yoksun olduğu, bu nedenle ‘ortak girişim’ hakkında yapılan takibin iptali gerekeceği–
«Joint venture»nin, âdi ortaklığa benzemekte olup, «iki veya daha fazla işletmenin, belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri bir ortaklık» olup, tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehilyetleri olmadığı, ortakların, ortaklık borçlarından dolayı alacaklılara karşı doğrudan doğruya ve sınırsız olarak tüm malvarlıklarıyla sorumlu olduğu; yapılacak icra takibinde adi ortakların ayrı ayrı takip talebinde gösterilip yine ayrı adlarına ödeme emri gönderilmesi gerekeceği, iş ortaklığının gerçek ve tüzel kişiliği bulunmadığından iş ortaklığı hakkında yapılan takibin iptali gerekeceği-
Faize faiz istemini içeren talebin, BK’nun 104/son maddesine aykırı olacağından kabul edilemeyeceği–
Borçlunun, teminat ipoteklerinde, sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktarla sınırlı olarak sorumlu olduğu, bu husustaki şikayetlerin süreye tabi olmadığı–
Takipten önceki dönem için istenmiş olan “işlemiş faiz”e süresi içinde borçlu tarafından itiraz edilmemiş olması halinde takip hukuku bakımından istenmiş olan bu faiz miktarının kesinleşmiş olacağı; ancak takipten sonraki dönemler için faiz hesabının kademeli olarak icra dairesince (ve şikayet üzerine icra mahkemesince) yapılması gerekeceği–
Borçlunun icra dairesine başvurarak hakkında yapılan takibe itiraz etmiş olmasının, ayrıca şikayet yolu ile icra mahkemesinden “ödeme emrinin iptalini” istemesine engel teşkil etmeyeceği–
Ölü kişi hakkında takip yapılamayacağı gibi, bu şekilde başlatılan bir takibin mirasçılara da yöneltilemeyeceği– (Not: 6100 sayılı yeni HMK’ nun 124/4 maddesindeki “dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir.” şeklindeki yeni düzenleme nedeniyle, bu kararlar önemini yitirmiştir…
Borçlu tarafça gönderilen ödeme emrinin tebliğ işleminin iptaline yönelik olumlu bir karar alınmadığı sürece, icra müdürlüğünce borçlunun başvurusu kabul edilerek “takibin durdurulmasına” karar verilemeyeceği–