İcra mahkemesince imza itirazı nedeniyle takibin iptaline karar verilmiş olmasının alacaklının genel mahkemede dava açmasına engel oluşturmayacağı-
Kira sözleşmesine dayanılarak tahliye talepli icra takibinde, borçlu, icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emri tebliğ edilen adresin kendisi ile ilgisi olmayıp, tebligatı tesadüfen öğrendiğini ileri sürerek borca itirazla takibin durdurulmasını talep ettiği, başvuru bu hali ile İ.İ.K.nun 16. maddesine dayalı ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayet niteliğinde olup, borçlunun öğrendiğini bildirdiği tarihe göre İ.İ.K.nun 16/1. maddesinde öngörülen yedi günlük yasal sürede olduğu-
Borçlunun bir taşınmaz üzerindeki miras hissesi tapu siciline tescil edilmemiş ise, alacaklının öncelikle İİK.nun 94/II. maddesine göre borçlunun miras hissesinin tapu sicilinde tescilini sağlaması, ondan sonra miras hissesinin İİK.nun 121. maddesine göre paraya çevrilmesini istemesi gerekeceği-
Mahkemece, şikayet konusu taşınmaz bedelinin tespit edilen rakamdan yüksek olduğu gerekçesiyle meskeniyet şikayeti reddedilmiş ise de, borçlunun bakiye para ile haline münasip ev alabilmesi için taşınmazın asgari kaça satılması gerektiği hüküm bölümünde belirtilmediğinden kararın bozulmasının gerekeceği-
Mahkemece, takip konusu borç miktarındaki çelişki giderilmeden karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Yasa’nın emredici kuralına aykırı şekilde ödeme emri düzenlenmesi durumunda, bu hususun bir hakkın yerine getirilmesi ile ilgili bulunduğundan süresiz şikayete tabi olduğu-
İcra dosyasındaki mevcut paranın alacaklı vekiline ödenebilmesi için alacaklı vekili tarafından serbest meslek makbuzu düzenlenip icra memuruna verilmesinin gerekmediği-
Şikayetçinin takip konusu edilen ilamda, takip talebinde ve hazırlanan icra emrinde taraf olarak borçlu sıfatının bulunmadığı, bu hususun icra mahkemesi kararında da tespit edildiği, taraf ehliyetine yönelik şikayetlerin süresiz olduğu da düşünüldüğünde, şikayetçi 3. kişinin şikayette hukuki yararının bulunmadığı-