Harca tabi olmasına karşın, mahkeme kalemince harcı hesaplanıp ilgilisinden istenmeden ve dolayısıyla harç alınmadan temyiz defterine kaydedilen temyiz dilekçeleri hakkında HUMK’nun 434/3. maddesinde öngörülen “eksik harç ödenmesi halinde yapılacak işlemle ilgili kuralın” benzetme yoluyla uygulanacağı ve bu durumda temyiz isteğinin, dilekçenin temyiz defterine kaydedildiği tarihte yapılmış sayılacağı-
Sicile şerh verilen satış vaadi sözleşmesinin 5 yıl süreyle 3. kişilere karşı ileri sürülebileceği-
Borçlunun, başvuru dilekçesinde, ihaleye konu binanın yer aldığı taşınmaz üzerinde zilyetlik hakkının bulunduğunu belirterek, satılan enkazın ihale alıcısı tarafından kaldırılmasını istediği davada; 6831 sayılı Kanuna , 5831 sayılı kanunun 5. maddesi ile eklenen “Ek madde 10” hükmüne göre, “....ikinci maddesinin birinci fıkrasının (B) bendi uygulamaları ile orman sınırları dışına çıkarılan yerler çıkarma işleminin kesinleştiği tarihten itibaren kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemez'' hükmü gereği, ihaleye konu yapının bulunduğu, mülkiyeti hâzineye ait taşınmaz üzerinde borçlunun zilyetlik hakkı söz konusu olmayacağından, şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği-
Ödeme emrinde borçlu olarak BNA Yem Katkı Maddeleri Tarım Or. Ürn. Kim. Mad. şeklinde yazılan ibareler gerçek ya da tüzel kişiliği ifade etmediğinden borçlunun taraf ehliyetinin olmadığı-
İhalenin kesinleşmesinden (ihale usulsüz kesinleştirilmiş olsa bile) sonra, icra müdürünün tapuya yazdığı tescil yazısının iptalinin mümkün bulunmadığı, tescil işleminin, ancak ihalenin feshine ilişkin karar verilmesi halinde ilgilisi tarafından genel mahkemede açılacak tapu iptali ve tescil davası sonucunda alınacak bir ilam ile ortadan kaldırılabileceği-
Şikayetin reddine ilişkin karar kesin nitelikte bir karar olmadığından, borçlunun temyiz dilekçesinin reddine ilişkin kararının yerinde olmadığı-
Borçlunun müracaatı şikayet niteliğinde olup, borcun ödenmesinin şikayetin esasının incelenmesine engel olmadığı-
Asliye hukuk mahkemesince icra müdürlüğünün kararı uygulamakla görevlendirildiği, bu hususa ilişkin şikayeti inceleme görevinin kararı veren Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğu-
Takip alacaklısının tapuda yapılan satışla malik olduğu ve bu nedenle davanın kendisine ihbar edildiği ve tahliye isteminde bulunduğu, o halde, yeni malik sıfatıyla alacaklının anılan tahliye ilamını takip konusu yapmasında usul ve yasaya uymayan bir yönün bulunmadığı-
Takip talebinde açıkça “rehin sözleşmesi”ne dayandığını belirtmiş olan alacaklının “takip yolu” bölümünde “haczen” ibaresini yazmış olmasının bir anlam taşımayacağı-