İcra ve İflas Dairelerinin yaptıkları işlemlerin kanuna veya hadiseye uygun düşmemesi halinde İcra ve İflas Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca bu işlemlere karşı icra mahkemelerine şikayet yoluna başvurulabileceği; icra müdürlüklerinin verdikleri kararlardan kendiliklerinden dönerek yeni bir karar vermeyecekleri-
Tebligatı alan adı geçenin SGK kayıtlarının olmamasının, o yerde işçi olarak çalışmadığı anlamına gelmeyeceği, bu durumda muhatap adına tebligat yapılan şahıs muhatabın daimi çalışanı olduğundan, tebliğ işleminin, Tebligat Kanunu’nun 17. maddesine uygun yapılmış olmakla usulüne uygun olduğu-
Alacaklının takip talebini vermesinden sonra, İİK. mad. 60 gereğince icra dairesinin buna uygun ödeme emri düzenlemek zorunda olduğu, bu hususun süresiz şikayete tabi olduğu-
İlama aykırı olarak takip yapıldığı yönündeki şikayetlerin İİK.nun 16/2. maddesi gereğince süreye tabi olmadığı-
Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği-
Vekalet ehliyeti olmayan M.M’nin şirket adına icra mahkemesinde şikayette bulunma, borca itiraz etme yetkisinin bulunmadığı-
İflasın açılmasının, borçlu aleyhinde haciz yoluyla yapılan takiplerle teminat gösterilmesine ilişkin takipleri durduracağı, iflas kararının kesinleşmesi ile bu takiplerin düşeceği, iflasın tasfiyesi müddetince müflise karşı 1. fıkradaki takiplerden hiçbirinin yapılamayacağı-
Bakım Okulu ve Eğitim Komutanlığı Kantin Başkanlığı’nın gerçek ve tüzel kişiliği olmadığından, pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle geçerli bir takip ve dolayısıyla yasaya uygun bir haczin varlığından söz edilemeyeceği
Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olmasının gerekeceği-