İcra müdürünün, itirazın süresinde olmadığına yönelik kararından sonra mahkemeye müracaat edilmesinin usulsüz tebligatın şikayeti ile ilgili süreyi etkilemeyeceği-
Alacaklı bankanın, asıl borçlu aleyhine icra takibi yapıp, takip semeresiz kalmadıkça kefilden borcun ifasını isteyemeyeceği, bu konudaki başvurunun, şikayet niteliğinde olup, yasanın amir hükmüne de dayanıldığından, icra mahkemesine süresiz başvuru hakkı doğuracağı-
Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda imzanın borçlu eli ürünü olup olmadığı hususunda net bir görüş bildirilmediği, alacaklı tarafından yeni bir bilirkişi incelemesi yapılması talep edildiğine göre mahkemece ispat yükünün alacaklıda olduğu kuralı nazara alınarak yeniden uzman bilirkişilerden oluşturulacak kuruldan rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Alacaklının, Borçlar Kanunu'nun 83 ve TTK'nun 623. maddeleri uyarınca yabancı para alacağı ile ilgili seçimlik hakkını, fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılması yönünde kullanması halinde, takip konusu alacak tahsil tarihine kadar yabancı para alacağı olarak değerlendirileceğinden, alacaklının, bu alacağa 3095 Sayılı Kanun'un 4/a maddesi gereğince vade tarihinden fiili ödeme tarihine kadar devlet bankalarının o para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre faiz isteyebileceği-
İcra mahkemesince ihtiyati tedbir kararının infazı ile ilgili olarak icra müdürünün işlemine karşı her türlü şikayetin tedbir kararı vermiş olan mahkeme tarafından incelenmesi gerektiği kabul edilerek re’sen görevsizlik kararı verilmesinin gerekeceği-
1 yıl veya daha uzun süreli mahkumiyet halinde, kendisine vasi atanmış tutuklu veya hükümlü adına yapılacak tebligatların, vasisine yapılması gerekeceği-
Tebligatın; usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılacağı, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği-
Borçlu aleyhinde 01.11.2012 tarihinden sonra da hacizlerin tatbik edildiği, haciz tarihleri itibariyle 6111 sayılı Yasa’nın Geçici 2. maddesi iptal edildiğinden ve halen yürürlükte olan 5999 sayılı Kanun’un Geçici 6. maddesine göre alacağın doğumuna sebep olan idare eyleminin 1983 yılından öncesine ait olduğuna ilişkin iddia ve bilgi bulunmadığından, kamulaştırmasız el atmaya ilişkin eylemin 1983 yılından sonra olduğunun kabulünün gerekeceği, bu durumda anılan yasal düzenlemeye dayalı olarak takip dosyasında 01.11.2012 tarihinden sonra yapılan hacizlere ilişkin şikayetin yerinde olmadığı-
Şikayetin ve istihkak davasının terditli açılmış olmasının incelenip sonuçlandırılmasına engel olmayacağı-
Borçluya karşı genel haciz yolu ile takip yapmış olan alacaklının, borçlunun mallarına ihtiyati haciz koydurtması ve borçlunun kendisine gönderilen ödeme emrine itiraz etmesi halinde, bu itirazın  alacaklıya hemen tebliğ olunacağı ve alacaklının itirazın kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ya icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemesi veya mahkemede itirazın iptali davası açması gerektiği- İcra mahkemesinin itirazın kaldırılması talebini reddederse, alacaklının, bu ret kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde genel mahkemede borçluya karşı alacak davası açması gerektiği- Davanın açılmamış sayılması, ya da alacaklının davada haksız çıkması hallerinde ihtiyati haciz hükümsüz kalacağı, bu konudaki şikayetin süreye tabi olmadığı- Borçlu tarafından ödeme emrine itiraz edilmesi üzerine, alacaklının, ihtiyati haciz kararı ile  borçlunun maaşına haciz koydurması ve itiraz dilekçesinin alacaklı vekiline tebliği tebliğinden itibaren alacaklının 7 gün içinde itirazın kaldırılması veya iptali talebinde bulunulmadığı görüldüğünden, ihtiyati haczin hükümsüz kalacağı-