Borçlunun haline münasip evi için emsal alınan konutun 0 (sıfır) yaşında olduğu görüldüğünden, bu tür konutların değerinin diğerlerine göre yüksek olabileceği ve icra takibinde esas olanın alacaklının alacağına kavuşturulması olduğu hususu göz önünde bulundurulduğundan, bu durumda ancak ihtiyacı karşılayacak daha mütevazi, kullanılmış ve meskeniyet şikayetine konu edilen yer ile aynı yaşlarda konutların değerleri göz önünde bulundurularak inceleme yaptırılması ve buna göre sonuca gidilmesi gerekeceği-
Davadan feragat HMK'nun 311. maddesi gereğince kesin hükmün sonuçlarını doğuracağı ve karşı tarafın kabulüne de bağlı olmadığı-
2577 sayılı Yasa'nın 1. maddesi uyarınca; Danıştay, Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemeleri'nin görevine giren uyuşmazlıkların çözümü, bu Kanunda gösterilen usullere tabi olup, Yasa'nın 28/2. maddesine ilişkin anılan değişikliğin, adli yargı mahkemeleri tarafından verilen ilamların infazında uygulanma olanağı bulunmadığından, takip dayanağı ilam adli yargıdan verilmiş adli yargı ilamı olup, anılan yasa kapsamında uygulama yapılamayacağından, mahkemece şikayetin reddi gerekeceği-
Mahkemece, takip hukukunda aslolanın alacaklının alacağına kavuşturulması olduğu hususu gözönünde bulundurularak bilirkişilerden ek rapor alınıp borçlunun, taşınmazın bulunduğu şehrin daha mütevazi bir yerinde, haline münasip evi alabileceği değerin tespitinden sonra, haline münasip evi alabileceği miktar, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine bırakılmasına, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Dayanak ilamın karar tarihinin 18.10.2012 olup, haciz yasağının getirildiği 11.06.2013 tarihinden önce olduğu, alacağın doğumuna sebep olan idari eylemin 1983 yılından öncesine ait olduğuna ilişkin iddia ve bilgi olmadığından, kamulaştırmasız elatmaya ilişkin eylemin 1983 yılından sonra olduğunun kabulünün gerekeceği, bu durumda, İdarenin mallarına haciz konulmasında yasaya aykırılık olmayıp, şikayetin reddi yerine kabulünün isabetsiz olduğu-
Kısıtlı adına çıkarılan tebligatların vasi tarafından almış olması nedeniyle takibe devam olunmasında bir isabetsizliğin olmadığı, şikayete konu edilen taşınmaz üzerinde bulunan vesayet tedbir şerhinin iradi satışlar için engel olup, cebri icra yoluyla satışlara engel olmadığı, ayrıca TMK'nun 462. maddesinde düzenlenen vasinin vesayet makamından izin almasını gerektiren haller vasinin kısıtlı adına yapacağı işlemlere ilişkin olup, vesayet altına alınan kısıtlıdan alacaklı olan şahsın yapacağı icra takibi nedeniyle vesayet makamından izin alınmasının gerekmeyeceği, bu nedenle şikayetin reddine karar verileceği-
Takip dayanağı ilamda her ne kadar satışı vaad edilen taşınmazın bedeline hükmedilmiş ise de; mahkemece tapu iptali tescil talebi, bir başka anlatımla, taşınmazın aynı tartışıldığından, uyuşmazlığın özünde ayni hakka ilişkin mülkiyet ihtilafı bulunmakla bu ilamın kesinleşmeden infaz edilemeyeceği, bu durumda mahkemece, anılan sebebe dayalı şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken şikayetin reddi yönünde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
İlamda basın yoluyla hakaret nedeniyle manevi tazminata hükmedilmiş olup, bahsi geçen tazminatın tahsili kamu düzenini ilgilendirmediğinden ilamın kesinleşmeden takibe konulamayacağına dair 7 günlük süreden sonra yapılan şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verileceği-