Dâvacının ailesiyle birlikte oturduğu evden zorla kaçırılarak, ev-lenmenin baskı ve tehdit altında yapılmış olması halinde, evlenmenin feshine karar verilmesi gerekeceği–
Kural olarak boşanma ilamı ile birlikte hükmedilen manevi tazminatın boşanma kararının eklentisi olması nedeniyle boşanma ilamı kesinleşmeden takip yapılmasının mümkün olmadığı ancak; somut olayın özelliğine göre takibe konu ilamın boşanma kararının kesinleşmesinden sonra hüküm altına alınması karşısında kesinleşmesi gerekmediğinden usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekeceği-
Kadının davacı kocasına karşı sarfettiği sözlerle hakaret ettiğinin belirlenmesi karşısında birliğin devam etmesi nedeni ile olayların hoşgörü ile karşılanması kabul edilemeyeceğine göre boşanma davasının kabul edilmesi gerekeceği-
Boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, müşterek hayatı sürdürmelerinin eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekeceği-
Davalının, davacıya sarfettiği sözlerle ağır hakaretlerde bulunması karşısında, önceki olayların affedildiğinin veya en azından hoş görüyle karşılandığının kabulünün mümkün olmayacağı ve bu sebeple verilen boşanma kararının usul ve yasaya uygun olacağı-
Eşler arasında, evlenme tarihinden itibaren -psikolojik nedenlerle de olsa- sağlıklı biçimde cinsel ilişkinin gerçekleşememesinin, evlilik birliğini temelinden sarsacağı (bu durumda taraflardan birine tam kusurun yüklenemeyeceği) ve bu nedenle boşanmaya karar verilmesi gerecekeği–
Davacıya ait ziynetleri kayınvalidenin çantasında ve kasasında saklandığı, belirli ziyaretlerde kayınvalidenin onayı ile davacının takılarını takmasına müsaade edildiği, özel durumun sona ermesinden sonra da ziynetlerin kayınvalidece teslim alındığı, karı-kocanın akşamdan akşama evlerine gittikleri, kayınvalidenin taraflar üzerinde mutlak bir baskı ve egemenliğinin bulunduğu, ziynetleri davalı adına alıkoyduğu, davacının annesini ziyaret etmek üzere bırakıldığı, bir daha eve alınmadığı, davacının eşyalarını almak üzere anahtar istediği, eve gittiğinde davalının kendisine ait tüm eşyaları aldığının tespit edilmiş olması nedeniyle, davacının ziynetlerini alamadan ve esasen ayrılış nedeniyle almasını gerektiren bir nedenin ve ortamın bulunmaması da gözetildiğinde, ziynetlerin kayınvalidenin kasasında kaldığının kabulü gerektiği-
Boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, müşterek hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekeceği, dinlenen tanıklarının sözlerinin bir kısmının Medeni Kanunun 134/1.maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlarda bulunması bir kısmının ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlarda bulunması halinde boşanmaya karar verilemeyeceği- Boşanma halinde çocuklardan birisi ya da birilerinin babaya, diğeri veya diğerlerinin velayetinin anaya verilmesi halinde şahsi ilişki kurulurken çocukların da birbirlerini görmelerini sağlayacak şekilde süreler belirlenmesi gerekeceği- Boşanmanın fer’i hükümleri olarak Medeni Kanunun 143. maddesi uyarınca tazminat, 137, 144 ve 148. maddeleri uyarınca taktir edilen nafakadan dolayı vekalet ücreti tayin edilemeyeceği ve bu istekler sebebiyle harç alınmayacağı-
Boşanma kararı verilebilmesi için, müşterek hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının sabit olması gerekeceğinden bu durumun aksini gösteren tanık beyanlarının olması durumunda boşanma davasının reddedilmesi gerekceği-