Tanıyanın eşinin, tanımanın iptalini isteyebileceği-
Mevcut ya da beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen «kusursuz» ya da «daha az kusurlu» eşin, kusurlu olan karşı taraftan maddi tazminat isteyebileceği–
Önceki boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, tarafların bir araya gelmemeleri ve fiili ayrılığın üç yıl devam etmesi halinde (MK.nun 166/IV) boşanma kararı verilmesi gerekeceği–
Davalı kocanın karısı işe girmeden önce aldığı evde kadının katkısı olamayacağından, maddi tazminat hesabında bu hususun gözetilmesi gerekeceği–
Tarafların karşılıklı olarak birbirlerinin ihtiyaçları ile ilgilenmediği, evlilikten beklenen görevleri yapmadığı ve davalının sık sık evi terk ettiği, yani, taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğu halde, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın isabetli olmayacağı-
Medeni kanunun 134. maddesinde yapılan değişiklikle kusurlu eşe dava açma hakkı tanınmışsa da, bu değişikliği tamamen kusurlu eşin hiç kusursuz eş aleyhine dava açabileceği şeklinde yorumlanmamasının gerekeceği, az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tesbitinin dahi tek başına boşanma kararı verilmesine yeterli olamayacağı, az kusurlu eşin karşı çıkmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmasının ve eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığının anlaşılması gerekeceği-