Ticarethane sahibinin, oğlunun keşide ettiği çek ile ilgili olarak olumsuz tespit davası açamayacağı–
Borçlu kooperatifin ticaret sicilinden silinmesinin tüzel kişiliğini sonra erdirmeyeceği, bu nedenle davacı vekiline, uygun süre verilerek, tasfiye işlemleri ve ortaklarla ilişkileri tam olarak sona ermediği için kooperatif tüzel kişiliğinin yeniden ihyası hakkında tasfiye kurulu ile ticaret sicili memurluğuna husumet tevcihi suretiyle, dava açmasının sağlanmasının, dava açıldığı takdirde davanın sonucunun beklenmesinin, kooperatifin yeniden ihyası halinde taleple ilgili araştırma ve inceleme yapılarak, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesinin gerekeceği-
Davacı şirketin iki ortağının ihale komisyonu başkanının birinci derecede akrabası oldukları hususunda bir ihtilaf olmadığından; ihalenin feshi ve teminat mektubunun irad kaydına dair işlemin doğru olduğu, adı geçen başkanın söz konusu ihale çalışmalarına katılmamasının sonucu değiştirmeyeceği-
İhale, davalının sözleşmeye uygun olarak edimini yerine getirmemesi üzerine feshedildiğinden, davacının ihalenin feshinde ve ikinci kez ihale yapmakta haklı olduğu, ancak davalıya sertifika temini için mehil vererek kesin süreli sözleşmeyi şarta bağlayan davacı kurumun, davalının zararını arttırıcı tutum izlediğinden, zararın oluşumunda mütefarik kusurlu olduğu-
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 8/B16 maddesindeki istisnadan doğan vergi avantajının davacı idareye ait olacağı, alacaklının, 3095 Sayılı Kanunun faiz halleri yönünden kendisine tanıdığı yasal imkânlardan yararlanmak istiyorsa, reeskont faizi oranında temerrüt faizi talep ettiğini kuşkuya yer bırakmayacak biçimde açıkça belirtmek zorunda olduğu, kaynağı ticari bir iş olsun olmasın, tüm para borçları için %30 temerrüt faizinin öngörüldüğü; ticari işlerde ise alacaklılara T.C. Merkez Bankası’nın kısa vadeli krediler için öngördüğü reeskont faizi oranına göre talepte bulunmak imkânının tanındığı, bu imkândan yararlanabilmek için; bir para borcunun mevcut olmasının, borcun ticari bir işten (TTK. 3; şimdi; 3 ve 21; şimdi; 19) doğmuş olmasının, ödeme yer ve zamanında geçerli banka iskonto haddinin kanuni temerrüt faizinden yüksek olmasının gerekeceği, dava dilekçesinde kanuni faiz isteyen davacının, ıslah yolu ile dahi müddeabihi arttıramayacağından, sonradan reeskont faizi talep edemeyeceği-
Bir hususun delil sözleşmesi olarak kabul edilebilmesinin, taraflarca tereddüte yer vermeyecek biçimde, sözleşmede yazılmasına bağlı olduğu, sözleşmede, yüklenici tarafından yapılan işlere fiyat farkı kararnamelerinin uygulanması açıkça kabul edildiğinden, aksine verilen kararın isabetsiz olacağı-
Süresi belli olmayan imalat sözleşmesinde, davalı ve karşı davacının fiyat artışlarının çok yüksek olması nedeniyle sözleşmeye devam edilemeyeceğini, ilişkiye son verilebilmesi için kalıpların belli bir zaman süresinde kendilerine teslim edilmesini istediği yazısının, feshi ihbar olarak kabulünün gerekeceği, sipariş üzerine imalatta, basiretli bir tacirden beklenenin sipariş kadar imalat olduğu, taraflar arasındaki protokolde siparişin % 20 artırılabileceği öngörülmüş olduğundan, tedbirli bir tacir olarak yüklenicinin bu miktar sipariş fazlasını elinde bulundurmasının işin olağan akışına uygun olacağı, bu şartlar dışında, davalı ve karşı davacının sipariş miktarı dışında mal almaya zorlanmasının beklenemeyeceği-
Limited şirketin fesih ve tasfiyesinde şirketin tüm ortaklarının davada, davacı ve davalı olarak bulunmalarının gerekeceği, yargılama aşamasında pay devri yapılmak suretiyle yeni bir ortak şirkete girmiş ise bu ortağın da davaya zorunlu dava arkadaşlığı nedeniyle dahil edilmesinin gerekeceği-
Bayilik sözleşmesinin ihlali sebebiyle açılan cezai şartın tahsili davasında; bayiliği devralanların, devir sözleşmesindeki 3. şahıs lehine şart gereğince, bayilik sözleşmesinden doğan cezai şartı ödemekle yükümlü olacakları, devir sözleşmesinde davacının imzasının bulunmamasının sonucu değiştirmeyeceği-
Fob ve cıf nitelikli satışlarda, malın taşıyıcıya teslim olgusu ile birlikte nef'i ve hasarının alıcıya geçeceği, satıcının akdi bir yükümlülüğü bulunmamasına rağmen, satım konusu malı sigorta ettirmesi, ya alıcının malı kendi hesabına sigorta ettirmesi hususunda satıcıya talimat vermesi veya aralarındaki özel anlaşma ile teslim yerine kadar doğacak hasarı satıcının yüklenmesi ile mümkün olacağı-