Bir şahsın şirketi tek başına temsile yetkili olduğu hususu Ticaret sicilinde tescil ve ilan edildiğine göre, temsil yetkisinin sona erdiğinin de tescil ve ilan edilmesinin gerekeceği, aksi takdirde bu şahsın iyiniyetli üçüncü kişilere karşı şirketi temsil yetkisinin devam etmekte olduğunun kabulünün gerekeceği-
SSK'nun alacağının, iflâsın açıldığı tarihte "asıl alacak ve gecikme zammı"ndan oluşan tutarının masaya kaydının gerekeceği, iflâsın açılmasından sonra -İİK. 196/III uyarınca- işleyecek "gecikme zammı"nın masaya kaydedilemeyeceği, ancak tüm alacaklar karşılandıktan sonra masa aktinde para artması halinde, bu artan paradan ödeneceği–
Limited şirkette payın devri için, şirketin pay devrine izin vermesinin, pay devri veya devir vaadi hakkındaki mukavelenin yazılı şekilde yapılmış olmasının ve imzası noterce tasdik ettirilmiş olmasının gerekeceği, ortaklık payının devri, her ne kadar yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak gerçekleştirilmemişse de, bu konuda alınan şirket genel kurul kararındaki karşılıklı edimler taraflarca yerine getirilmiş olduğundan, artık ortaklık pay devrinin şekle uygun olmadığını ileri sürülmesinin iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağı-
Takip konusu çekteki atılı imzanın, menfi tesbit davacısı borçlu şirket yetkilisinin eli mahsulü olduğu bu konuda yetkili grafoloji uzmanlarınca verilen raporlardan anlaşıldığından, davanın reddine dair direnme kararının isabetli olduğu, üç kişilik bilirkişi kurulunda muhalefet şerhi bulunmasının durumu etkilemeyeceği-
Davacı hesabına gerçekte bir havale gelmediği halde banka tarafından hataen havale gelmiş gibi bir miktar para dahil edildiği ve davacının kendisine ait olmayan bu parayı çekerek kullandığı, bu gibi durumlarda, bankanın mevduat sahibine kredi açmış olduğu kabul edilerek, faiz tahakkuk ettirmesinin doğru olduğu-
Anonim Şirketlerde kar payının ayrılmasına, dağıtımına ve bu dağıtımın şekline karar verecek organın, TTK.nun 360/1 ve 369/1-2 maddeleri hükümleri uyarınca şirketin genel kurulu olduğu-Devlet iştiraklerinde Hazineyi temsilen görevlendirilen yönetim veya tasfiye kurulu üyeleri hakkında 308 sayılı KHK.nın 11. maddesiyle değiştirilen 232. sayılı KHK.nın 50. maddesinin 3. fıkrasının göndermesiyle 2. maddesi hükmüne göre; tahakkuk ettirilen ücret, prim ve temettü benzeri ödemelerin, Yüksek Planlama Kurulunca kararlaştırılan miktarı aşan kısmı ilgililere verilmeyecek temsil olunan teşebbüs veya bağlı olduğu ortaklığa ödeneceği, Kanun Hükmünde Kararname 1.2.1988 tarihinde yürürlüğe girdiğine, Yüksek Planlama Kurulu Kararı 18.2.1988 tarihli olduğuna göre, bu tarihlerden sonra tahakkuk etmiş kar payı dağıtımının bu hükme uygun yapılmasının gerekeceği-
İşi biten teminat mektubunun muhatap tarafından mı yoksa lehtar tarafından mı bankaya iadesi gerektiği üzerinde durularak bu yolda banka uygulamaları araştırılarak, dava konusu zararın oluşmasında tarafların müterafik kusurlarının da bulunup bulunmadığının ve oranının tesbit edilmesinin gerekeceği-
Bir davanın tahkim usulü ile rüyet edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlığın tahkim yolu ile çözüleceği, hakem seçmenin ekonomik anlamda güçlü olan şirkete bırakıldığı tahkim sözleşmesinin geçersiz olduğu-
Kooperatifin boşalan üyeliklere, diğer ortakların yatırdığı miktarın yanı sıra bağış istenerek üye kaydında, bağış olarak istenebilecek miktarın mahkemece eşitlik ilkesi uyarınca araştırılmasının gerektiği-
İpotek borcunun da, bonoların kapsamına giren borca dahil olduğunu -yani hem ipoteğin ve hem de bonoların aynı borç için düzenlenmiş olduğunu- ileri süren borçlunun, bunu yazılı delil ile isbat etmesi gerekeceği–