İİK'nun 89. maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkin davada davalının vefat ettiği tarih ile dava tarihi arasındaki zaman dilimi gözetildiğinde, davacı tarafından, davalının ölmüş olduğunun bilinmemesinin mazur görülebilir bir maddi hatadan kaynaklandığı (HMK. 124/4) kabul edilerek, davacıya, davalının mirasçılarını davaya dahil etmesi için süre verilmesi ve sonucuna göre davaya bakılması gerektiği-
Davacıya gönderilen haciz ihbarnamelerine karşı cevap olarak dava dışı şirketin kendilerinden alacağının bulunduğunun belirtildiği, haciz ihbarnamelerine itiraz edilmeden kesinleşmesi üzerine alacağın varlığının kesinleşmesi sebebiyle davacıya ait hesaptan dava konusu borcun ödendiği, davacının haciz ihbarnamelerine karşı sehven “...bulunmaktadır..” şeklindeki cevabi yazıların düzeltilmesi amacıyla icra mahkemesine yapılan şikayetin de reddine karar verildiği anlaşılmakla, İİK. mad. 89/5, 2. cümle uyarınca, icra takip alacaklısının, kötü niyetli olma koşulunun aranacağı; davalının, kötü niyetli olduğu iddiası ispatlanamadığından, davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
İİK. mad. 89/3 uyarınca menfi tespit istemine ilişkin davanın, üçüncü haciz ihbarnamesinin bildiriminden itibaren 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiği; bildirimin “usulüne uygun tebligat” ile yapılmış olacağı- Davacının, haciz ihbarnamesine itiraz ettiği ve tebligat adresi olarak adresini bildirdiği, ancak davacıya, İİK. mad. 89/3 uyarınca 3. haciz ihbarnamesinin, bildirmiş olduğu bu adres yerine Tebligat Kanunu’na aykırı şekilde mernis adresine tebliğ edildiği, yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı anlaşıldığından eldeki davanın süresi içinde açıldığı kabul edilerek, esasının incelenmesi gerektiği-
Alacaklı vekilinin "haricen tahsil" bildiriminde bulunması üzerine, icra müdürlüğünce yapılan ödemeler dikkate alarak, varsa bakiye borç muhtırasının tahsil harcı da eklenmek suretiyle gönderilmesi gerektiği- B.ye borcun bulunmaması halinde ise; tahsil harcının yükümlüsünün borçlu olduğundan, tahsil harcı borçlunun borç hanesine eklendikten sonra bakiye harcın borçludan tahsili gerekeceği-
Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmesi halinde mahkeme artık bu uyma kararı ile bağlı olduğu- Haciz konulan hesapların tek tek incelenmesi, ayrı ayrı her bir hesap için hesaplara yatan paraların niteliğinin belirlenmesi ve her bir hesabın havuz hesabı olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği
Haciz ihbarnamesinin 3. kişiye tebliği tarihi itibariyle, 3. kişi ile icra dosyasının borçlusu arasındaki ticari borç - alacak ilişkisinin ortaya çıkartılması amacıyla, her iki tarafa ait defter ve belgeler ile kesilen karşılıklı fatura ve ödeme belgelerinin üzerinde karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği-
Davacı lehine nispi vekalet ücreti verilmesi gerekirken maktu vekalet ücreti verilmesi doğru görülmemiş ise de bu hususun yeniden yargılama yapmayı gerektirmediği-
Haciz ihbarnamelerine verilen cevaplarda belirtilen banka hesap numaralarına uygun hesap ekstreleri getirtilerek, haczedilen paraların niteliklerinin belirlenmesi, hesapların "havuz hesabı" olduğunun saptanması halinde, borçlu belediyenin haczedilmezlik şikayetinin reddi, hesaptaki paraların, vergi, resim, harç veya bu hükümde olmaları halinde ise haczedilemeyeceğinin gözetilmesi gerektiği-
Şirket ortağı, ortağı olduğu takip borçlusu şirket tüzel kişiliğinden ayrı bir kişiliğe sahip olduğundan, şirkete olan şahsi borcundan dolayı şirkete göre üçüncü kişi sayılacağı-
Para alacağı üzerine İİK. mad. 89 uyarınca konulan haciz tarihinden itibaren altı aylık sürede alacaklı tarafından paranın istenmemesi halinde para üzerindeki haczin kalkacağı- Para üzerindeki haczin kalkması halinde, dava tarihinde geçerli bir haciz bulunmadığından istihkak davasının da ön koşul yokluğundan usulden reddine karar verilmesinin gerektiği-