Şikayet tarihi nazara alındığında İİK'nın 347. maddesinde belirtilen öğrenmeden itibaren üç aylık sürenin geçmediği anlaşılmakla; yargılamaya devamla davanın esası incelenerek sonucuna göre hukuki durumun takdiri gerekeceği- Tazminata ilişkin dava ile ilgili olarak yargılamanın yapılabilmesi için harcının yatırılması gerektiği de gözetilerek, nisbi peşin harç tamamlattırılıp, şikayetçi vekilinin, İİK'nın 89/4. maddesi uyarınca tazminat talebi hakkında da hüküm kurulması gerekeceği-
Haciz ihbarnamesi tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğundan, şikayetçi tarafından birinci haciz ihbarnamesine ıttıla tarihine göre süresi içerisinde itiraz edilmiş olmakla, borçlunun şikayetçi üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş bir alacağının bulunmadığı, ve bu durumda şikayetçiye gönderilen ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin yok hükmünde olacağı ve iptaline karar verilmesi gerektiği-
İcra memurunun haczi istenen malın üçüncü kişiye ait olduğuna dair iddia üzerine haciz yapmaktan kaçınamayacağı, bu konu hakkında araştırma- inceleme yetkisine sahip olmadığı ve haciz yapıp yapmama konusunda takdir yetkisinin olmadığı- İstihkak iddiasına konu malın kime ait olduğunu inceleme, bu konuda karar verme yetkisi ve görevinin icra mahkemesine verildiği- İstihkak davasının, istihkak iddia edilen malların hacizden kurtulması için başvurulan bir dava olduğu- İstihkak davasının haczedilen malın borçlunun ya da üçüncü kişinin elinde bulunması ihtimaline göre farklı usullere tutulduğu- Haczedilen menkuller borçlunun elinde kabul edilip üçüncü kişi istihkak iddiasında bulunup alacaklı veya borçlu buna itiraz ederse, istihkak iddiası ile ilgili icra mahkemesinin karar vereceği ancak haczedilen menkuller üçüncü kişinin elinde ise, istihkak iddiası icra müdürlüğünün alacaklıya istihkak davası açması için süre vereceği- İcra takibi sırasında haksız yere malı haczedilen üçüncü kişinin bu yüzden doğacak gerçek zararının ödetilmesi, İİK mad. 97 hükmü dışında genel hükümlere göre genel mahkemelerde açılabileceği ve ayrı bir dava ile isteyebileceği- İcra memurunun yetkisini aşarak haciz işlemi yapmaması halinin bir hakkın sebepsiz yere sürüncemede bırakılması niteliğinde olup süresiz şikâyete tabi olduğu-
Gerçek kişiye iş yerinde tebligatın muhataba bizzat teslim edilmek suretiyle yapılması gerektiği- Davacıya haciz ihbarnamesinin tebliğine ilişkin tebligat evrakında iş yerinde tebligat yapılmasına rağmen davalının çalışanı olmayan dava dışı bir kişi adına aynı konutta oturan sıfatıyla tebliğ edildiği, bu nedenle evrak üzerinde kaşede yazan hususların inandırıcılığı ve geçerliliğinin bulunmadığı, yapılan tebligatın usulsüz olduğu ve itirazın süresinde kabul edilmesi gerektiği- Mahkemece haciz ihbarnamesi tebliğinin usulsüzlüğünün tespit edilerek itirazın süresinde kabul edildiği gözetildiğinde, davacı (üçüncü kişi) hakkında kesinleşmiş haciz ihbarnamesi ve borç bulunduğundan bahsedilemeyeceği ve mahkemece dava açılmasında hukuki yarar olmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği (6183 s. K. mad. 79)-
Mükerrer ödeme yapılmasında davalıların dahili olmamışsa, hiç kimse kendi kusuruna dayanarak hak elde edemeyeceğinden, idarenin kendi kusurundan kaynaklanan mükerrer ödemeden dolayı, davalıların sorumlu olmayacağı da gözetilerek bir karar verilmesi gerektiği- Davacı üniversite tarafından sehven yapılan ödemeden dolayı dava dışı şahıslara yönelik olarak takibe devam edildiği anlaşıldığından, icra dosyasında da davacı tarafından tahsilat yapılma ihtimali bulunduğundan sebepsiz zenginleşmeye neden olmamak için hükmün belirtilen icra dosyası ile tahsilde tekerrüre neden olmamak üzere kurulması gerektiği- Davalılara yapacakları işlem konusunda ayrıca özel ve teknik yönden eğitim verilmediği, iş yoğunluğu bulunduğu, şirketler hakkında sürekli haciz ihbarnamelerinin geldiği, ayrıca şirketler arasında isim benzerliği ve adi ortaklık ilişkisi bulunması, davalıların bu işlem nedeniyle şahsi çıkar sağlamaması, kasıt ve eylem birliği bulunmaması birlikte gözetildiğinde, belirlenen zarardan davalılar yararına hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği- Hakimlik mesleğinin gereği olarak bilinmesi gereken zamanaşımı konusunda bilirkişiden ek rapor alınmasının hatalı olduğu-
Davacı-alacaklı üçüncü kişi belediyenin haciz ihbarnamesine karşı verdiği cevabının gerçek olmadığını aslında borçlunun Belediye nezdinde hak edişleri olduğunu ancak Belediyenin borçlu ile muvazaalı işlem yaptığını iddia ederek tazminat isteminde bulunduğundan, uyuşmazlığın çözümünde icra hukuk mahkemesinin görevli olduğu-
Üçüncü kişiye doğrudan haciz müzekkeresi gönderilmek suretiyle borçluya ait hak ve alacaklar üzerine haciz konulması halinde, üçüncü kişi tarafından yapılması gereken, borçluya ait hak ve alacak var ise haciz gereği işlem yapmak, yok ise haczedilecek hak ve alacak bulunmadığını icra dairesine bildirmek olduğu- İİK.'nun 89. maddesinden farklı olarak, üçüncü kişinin, doğrudan İİK.'nun 78. maddesine göre istenen haciz nedeniyle, anılan işlemlerin dışında herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı- Üçüncü kişiye gönderilen haciz müzekkeresinin İİK.89. maddesindeki yazılı sonuçların doğmayacağı bu nedenle haciz müzekkeresinini iptalinin istenmesinde üçüncü kişinin hukuki yararı olmadığı- Alacaklı, borçlunun üçüncü kişi nezdindeki alacaklarının haczini İİK 89. maddesi kapsamında haciz ihbarnamesi ile talep edebileceği gibi üçüncü kişiye haciz müzekkeresi çıkarılmasını da talep edebileceği-
Tebligat parçasında yazılı olan hususun aksi her türlü delille ispatlanabileceği- Tebliğ işlemi şekle usulüne uygun olsa dahi muhatabın adreste bulunmama sebebinin, tevziat saatinden sonra dönüp dönmeyeceği hususunun tebliğ mazbatasında tespit ve tevsik edilmemesi nedeniyle tebligatın usulsüz olacağı-
İİK'in 89. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen birinci haciz ihbarnamesi ile borçlunun hamiline ait olmayan veya cirosu kabil bir senede müstenit bulunmayan alacak veya sair bir talep hakkının veya üçüncü bir şahıs elindeki menkul bir malın haczi halinde, keyfiyetin üçüncü şahsa duyurulması amaçlandığı- Taşınmazların İİK. 89. maddesine göre haczedilemeyeceği- Somut olayda üçüncü kişi 2. haciz ihbarnamesine verdiği cevapta "ayrıca satış bedeli KDV hariç 462.500 TL olan bir adet daire alacağı vardır" şeklinde beyanda bulunmuş olup, sözleşmeden kaynaklı olarak borçluya 462.500 TL değerinde bir daire teslim borcu olduğunu kabul ettiği ancak 462.500 TL para borcunun bulunduğuna ilişkin bir kabulünün bulunmadığı için bu miktar para borcunun zimmetinde sayılması ve 3. haciz ihbarnamesi gönderilmesinin mümkün olmadığı- İkrar edilen borcun para borcu olmayıp daire teslim borcu olduğu- Daire teslim borcunun 462.500 TL satış bedelli olduğunun bildirilmesi de borcun para borcu olduğu şeklinde yorumlanamayacağı- Şikayet konusu 3. haciz ihbarnamesinin haczin neye ilişkin olduğu, hangi miktar için yapıldığı kısmına 1 ve 2. haciz ihbarnamelerinden farklı olarak "borçlunun nezdinde bulunan KDV hariç 462.500 TL satış bedelli bir adet taşınmaz hak ve alacağının haczi" ifadeleri yazıldığından borcun üçüncü kişinin zimmetinde sayılmasına bu yönde de imkan bulunmadığı-
Üçüncü kişi şirket 2. haciz ihbarnamesine verdiği cevapta "ayrıca satış bedeli KDV hariç .........TL olan bir adet daire alacağı vardır" şeklinde beyanda bulunmuş olup, sözleşmeden kaynaklı olarak borçluya ..........TL değerinde bir daire teslim borcu olduğunu kabul ettiği ancak ...........TL para borcunun bulunduğuna ilişkin bir kabulün bulunmadığı için bu miktar para borcunun zimmetinde sayılmasının ve 3. haciz ihbarnamesi gönderilmesinin mümkün olmadığı, daire teslim borcunun ...............TL satış bedelli olduğunun bildirilmesinin borcun para borcu olduğu şeklinde yorumlanamayacağı- İİK'nın 89. maddesi ve İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliğinin 44. maddesinin atfıyla uygulanması gereken aynı Yönetmeliğin 42. maddesinin 2. fıkrasına aykırı olarak şikâyet konusu 3. haciz ihbarnamesinin haczin neye ilişkin olduğu, hangi miktar için yapıldığı kısmına 1. ve 2. haciz ihbarnamelerinden farklı olarak "borçlunun nezdinizde bulunan KDV hariç ..........TL satış bedelli bir adet taşınmaz hak ve alacağının haczi" ifadeleri yazıldığından borcun üçüncü kişinin zimmetinde sayılmasına bu yönde îmkan bulunmadığı, bu nedenle yasal şartları oluşmayan 3. haciz ihbarnamesinin usulsüz olup iptaline karar verilmesi gerekeceği, alacaklının şartları var ise İİK'nın 120. maddesinin 2. fıkrasına göre borçlunun üçüncü kişiye karşı sahip olduğu dava takip yetkisini devralarak üçüncü kişiye karşı genel mahkemelerde dava açabileceği-