Birinci haciz ihbarnamesinin tebliği tarihi itibariyle sanığın asıl takip borçlusuna ödemesi gereken kesinleşmiş ve muaccel kira borcunun ne kadar olduğu belirlenerek bu miktar kadar tazminata hükmedilmesi gerekirken birinci haciz ihbarnamesi miktarınca tazminata mahkum edilmesinin hatalı olduğu-
İİK. 89/5 uyarınca, haciz ihbarnamesi tebliğ edilen üçüncü kişinin 'borçlu ile kötü niyetli alacaklıya karşı dava açarak, alacaklıya ödemek zorunda kaldığı paranın kendisine iadesi için' dava açabileceği-
Somut olayda; şikayetçi borçluya diğer takip borçlusu şirketin kendilerinde olan alacakları için İİK mad. 89 uyarınca haciz ihbarnamesi gönderildiğinin anlaşılması karşısında, haciz ihbarnamesi gönderilen diğer takip borçlusunun İİK mad. 89 anlamında üçüncü kişi sayılamayacağından, gönderilen haciz ihbarnamesi hukuki sonuç doğurmayacağı-
Davalı 3. kişi tarafından, borçlu ile aralarında düzenlenen aynı sözleşme ilişkisinden kaynaklanan borca dayalı olarak başka icra dosyasına bir ödeme yapılmış olup, bu ödemenin, İİK mad. 89/4 hükmüne dayalı tazminat ödemesi yönünden iş bu şikayete konu icra takip dosyasına yönelik olarak mükerrer ödeme oluşturup oluşturmayacağı yönünde, gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Her ne kadar iflasın ertelenmesi davası ve bu dava kapsamında verilen ihtiyati tedbir kararı takip borçlusu hakkında olmayıp, kendisine 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilen şikayetçi 3. kişi şirket hakkında ise de; şikayetçi şirket hakkında verilen ihtiyati tedbir kararının amacı, niteliği ve bu dava sonunda verilecek kararın etkileri nazara alındığında, adı geçen şirket yönünden de borçlu konumunda olmasa dahi haciz ihbarnamesi gönderilemeyeceğinin kabulü gerekeceği-
Şikayetçi vekilinin, 26/03/2014 havale tarihli şikayet dilekçesinde, İİK'nın 338. maddesi uyarınca cezalandırma isteği ile birlikte aynı Kanun'un 89/4. maddesi uyarınca tazminat isteminde bulunması karşısında, mahkemece, İİK'nın 89/4. maddesindeki “İcra mahkemesi, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder.” hükmü gözetilerek, Harçlar Kanunun 32. maddesinde yer alan “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz” hükmü uyarınca tazminata ilişkin dava ile ilgili olarak yargılamanın yapılabilmesi için harcının yatırılması gerektiği de gözetilerek, nisbi peşin harç tamamlanmamışsa tamamlattırılıp, şikayetçi vekilinin, İİK'nın 89/4. maddesi uyarınca tazminat talebi hakkında da hüküm kurulması gerekirken bu konuda hüküm kurulmamasının isabetsiz olacağı-
Şikayete konu dosyaya giren tutar her ne kadar ihtiyati hacze konu alacağa ilişkin olup ihtiyati haciz sonradan kaldırılmış ise de, neticede alacaklının borçludan aynı hukuki ilişkiye dayanan bir alacağı olup takibin halen devam ettiği, İİK’nun 89/1. maddesi kapsamında dosyaya giren paranın borcu ödemeye matuf olduğu anlaşılmakla, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Üçüncü kişinin haciz müzekkeresine karşı mevduat hesabı üzerinde rehin hakkı bulunduğunu ileri sürmesinin, İİK'nin 96/1 uyarınca istihkak iddiası niteliğinde olup, icra müdürünün istihkak prosedürünü düzenleyen İİK’nin 96-97 maddelerinde yazılı kurallara göre işlem yapması gerekeceği-
İflasın ertelenmesi davasında, ihtiyati tedbir yoluyla "hiçbir takip işlemi yapılmaması" karar verildiğinde, ayrıca tasrih edilmemiş olsa bile, bir icra takip işlemi olan 89/1 ihbarnamesinin üçüncü kişiye gönderilmesi ve/veya tebliğ edilmesinin de yasaklanmış olacağı açık olduğundan, 3. kişilere haciz ihbarnamesi gönderilemeyeceği-
B.sine başvurulan komşusunun ismi yazılmadığından tebligat usulsüz olup TK'nun 32. maddesi uyarınca öğrenme tarihinin tespitiyle, 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin bu tarihe göre düzeltilmesine, usulüne uygun olarak 89/1 haciz ihbarnamesi çıkarılmadan 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri çıkarılamayacağından veya çıkarılmış olsa bile hükümsüz sayılacaklarından 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-