Üçüncü kişinin tazminata mahkûm edilebilmesi için, borçlunun kendisinde likit bir alacağı bulunması gerektiği–
Alacaklının, İİK. 89/IV’e göre üçüncü kişiye karşı icra mahkemesinde açtığı «tazminat davası»nın red edilmesinden sonra, aynı konuda genel mahkemede yeniden dava açamayacağı (icra mahkemesinin tazminat hakkındaki kararının, taraflar arasında maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceği)–
Birinci haciz ihbarnamesine süresinde itiraz eden üçüncü kişiden (bankadan), «birinci haciz ihbarnamesinde belirtilen parayı icra dairesine yatırması»nın istenemeyeceği, aksi davranışın süresiz şikâyete neden olacağı–
Âdi ortaklıklarda, ortaklardan birinin kişisel borcundan dolayı, «bu ortağın payı oranında» ortaklığa ait -iştirak halindeki mülkiyet konusu- mallara haciz konulabileceği–
İtiraz dilekçesinin icra dairesine geliş tarihinin icra tutanağına yazılmamış olmasının -dilekçe üzerine sadece havale tarihinin yazılmış olmasının- itirazı geçersiz hale getirmeyeceği–
Şirket borcundan dolayı, ortaklar hakkında takip yapılabilmesi için, TTK. mad. 179/II’deki [şimdi; Yeni TTK. mad. 237/(2)] koşullar gerçekleştikten sonra, ortak hakkında «takip talebinde» bulunulması ve ortağa «ödeme emri» gönderilmesi gerekeceği–
«Haciz ihbarnamelerinin usulsüz olarak tebliğ edilmiş olduğu» hususunun, ihbarnamelerin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde şikâyet yolu ile ileri sürülmesi gerekeceği–
Kollektif şirketin borçlarından dolayı «birinci derecede» şirketin sorumlu olduğu, ortaklar hakkında ancak «şirket hakkında yürütülen takibin semeresiz kalması» veya «şirketin herhangi bir sebeple sona ermesi» halinde (şirketin tasfiye sonucu beklenmeden, tüzel kişiliği sona ermeden, ticaret sicilindeki kaydı silinmeden) şirket borçlarından dolayı, şirketle birlikte veya şirketten ayrı olarak takip yapılabileceği–
Adi ortağın alacaklılarının kâr alacağını, ücretini, faiz ve avans alacağını ve tasfiye payını haciz ettirebilecekleri