Limit aşımı şikayetinin Yargıtay yerleşik içtihatlarına göre, kamu düzenine ilişkin ve süresiz olduğu-
Mahkemece, asıl alacağı ödemede temerrüde düşen borçlunun, kısmi ödemelerinin öncelikle faizden düşüleceği dikkate alınarak, bilirkişiden borçlunun 25.10.2010'da 3.750 TL, 27.10.2010'da 1.800 TL, 25.11.2010'daki 450 TL'lik ödemelerini de kapsar şekilde ek rapor hazırlanmasının istenmesinin ve sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Alacaklının bayilik ilişkisinden doğan teminat ipoteğinden dolayı, genel mahkemelerde dava açıp, alacağını miktar olarak belirlemeden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile borçlu hakkında takip yapmasının usulsüz olduğu, alacağın tahsil edilip edilemeyeceği yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece borçlu vekilinin isteminin kabulü ile takibin iptali yerine somut olaya uygun düşmeyen yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İhtarname kapsamında alacak, itiraz edilmemesi nedeniyle kesinleşse de limiti aşar biçimde takip yapılmasına ipoteğin içeriği nedeniyle olanağın olmadığı, limitin aşıldığına ilişkin şikayetin ise ilama aykırılık şikayeti olup her aşamada ileri sürülebileceği ve mahkeme tarafından incelenerek karara bağlanmasının gerektiği-
Borçlu veya üçüncü şahsın ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği, ancak, rehin hakkının itiraz konusu yapılamayacağı, ipoteğin iptali hakkında dava açılması halinde ise 72. madde hükümlerinin kıyasen uygulanacağı-
İpotek limidinin aşıldığı hususundaki istemlerin kamu düzenine ilişkin olup süresiz şikayete tabi olduğu-
Takip konusu ipotek limit ipoteği olup, takipte limitin aşıldığı şikayetinin süresiz olarak icra mahkemesine yapılabileceği-
BK.nun 484. maddesine göre kefalet sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması ve kefilin sorumlu olacağı miktarın gösterilmesi yeterli olup, ipotek resmi senedinde yer alan bu kefalet akdi de BK.nun 484. maddesindeki koşulları taşıdığından, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2001/19-159 E, 2001/197 K. Sayılı,2 8.2.2001 tarihli kararında da belirtildiği üzere geçerli olduğu-
Borçlunun …’ten aldığı 100.000,00 TL karşılığında taşınmaz üzerine 1.derece, 07.11.2009 tarihine kadar süreli ve faizsiz olarak ipotek konulmuş, ipotek sözleşmesinde borcun 07.11.2009 tarihine kadar peşin ve defaten ödeneceği kararlaştırılmış olup, anılan ipotek açıklanan bu hali ile karz ipoteği niteliğinde olup, alacaklı, anılan süreye kadar takip yapamayacak, sürenin dolmasından itibaren ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip hakkının doğmuş olacağı-
Somut olayda, süreli ipoteğin 04.05.2009 takip tarihinde muaccel olduğu tartışmasız olup, bu belge ilam niteliğinde olduğundan mahkemece açıklanan nedenlerle icra emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile yetinilmesi gerekirken icra emrinin iptaline dair karar verilmesinin isabetsiz olduğu-