İcra emrine konu edilen ipotek belgesinin kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediğinden icra emrine konu edilemeyeceği ve ipotek limitini aşan tüm ferilerin iptali gerektiği, ipoteğin geçersiz olduğu, faizin ve asıl alacak miktarının fahiş talep edildiğine yönelik şikayette, borçluya icra emri, ipotek senedinde yazılı adresine tebliğe çıkarılmış, bila tebliğ iadesi üzerine, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi gereğince aynı adreste tebliğ edilmiş olduğundan, yapılan tebligatın geçerli olduğu, bu durumda borçlunun ipotek limitinin aşıldığı hususu dışındaki istemlerinin süreden reddi gerekeceği-
İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan icra takibinin, İİK. mad. 150 gereğince, ipoteğin iptali hakkında dava açılması halinde, İİK. mad. 72 hükümleri çerçevesinde durdurulabileceği, İİK. mad. 72'nin, borçluya icra takibinden sonra takip sırasında borçlu bulunmadığının ispatı için menfi tespit davası açma hakkı verdiği, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında da, kural olarak ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği, ancak borçlunun, gecikmeden doğan zararı karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebileceği, bu halde bile satışın tedbir yoluyla durdurulmasına cevaz verilmediğinden, ipoteğe rızası gereken eşin talebi üzerine, satış işlemlerinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Satışın tedbir yoluyla durdurulmasına İİK.’nu cevaz vermemiş olup,bu hukuki durum dikkate alınmadan, ipoteğe rızası gereken eşin talebi üzerine, satış işlemlerinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesi halinde hükmün bozulması gerekeceği-
Süresinde satış istenmemesi halinde takibin düşeceği, düşen bir takipte ise satışın yapılması doğru olmayacağından, buna rağmen yapılan ihalenin de feshinin gerekeceği, satış isteme süresi satış talebi ile durduktan sonra ihalenin fesih edilmesi halinde sürenin kaldığı yerden işlemeye devam edeceği-
Borçlu tarafından yasal 8 günlük süre içinde ihtarnameye karşı (borca) itiraz edildiğine göre, bu iddia üzerinde durularak, alacaklının 68/b maddesi çerçevesindeki belgelerle alacağını ispat edip edemediği hususu banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi de yaptırılmak suretiyle değerlendirilerek, borç miktarı belirlendikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Takip konusu ipotek limit ipoteği olup, takipte limitin aşıldığı şikayetinin süresiz olarak icra mahkemesine yapılabileceği-
Limit aşımı şikayetinin Yargıtay yerleşik içtihatlarına göre, kamu düzenine ilişkin ve süresiz olduğu-
Mahkemece, asıl alacağı ödemede temerrüde düşen borçlunun, kısmi ödemelerinin öncelikle faizden düşüleceği dikkate alınarak, bilirkişiden borçlunun 25.10.2010'da 3.750 TL, 27.10.2010'da 1.800 TL, 25.11.2010'daki 450 TL'lik ödemelerini de kapsar şekilde ek rapor hazırlanmasının istenmesinin ve sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Alacaklının bayilik ilişkisinden doğan teminat ipoteğinden dolayı, genel mahkemelerde dava açıp, alacağını miktar olarak belirlemeden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile borçlu hakkında takip yapmasının usulsüz olduğu, alacağın tahsil edilip edilemeyeceği yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece borçlu vekilinin isteminin kabulü ile takibin iptali yerine somut olaya uygun düşmeyen yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-