İpoteğin limit ipoteği olması ve ihtarnameye süresi içinde itiraz edilmesinin borçluya icra emri gönderilmesine engel teşkil etmeyeceği-
Borçluya 23.01.2013 tarihinde yapılan ihtar tebliğatı işleminde, muhatabın adreste bulunmadığı tespit edilmişse de meşruhatta adı geçen kişinin sıfatının belirtilmediği ve imzasının da alınmadığı, bu hali ile yapılan ihtar tebliğatının usulsüz olduğunun kabulünün gerekeceği, bu durumda İİK'nun 150/1 maddesi koşullarının oluşmadığının ve ilamlı takip yapılamayacağının düşünülmesinin gerekeceği, anılan bu eksikliğin ilama aykırılık oluşturacağından süresiz olarak İcra Mahkemesi'nce incelenmesinin gerekeceği, İcra Mahkemesi'nce İİK 150/1 kapsamında yapılan takibin iptaline karar vermek gerekirken yazılı şekilde süreden reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İİK'nun 68/b ve 150/ı maddelerinin tüketici kredilerinde uygulama olanağı olmadığı-
İcra takibine dayanak ihtarnamelerde söz edilen “cari hesap ekstresi” bankaların kullandırdığı İİK'nun 150/ı maddesinde yazılı nitelikte bir kredi sözleşmesi olmadığından ve alacağın varlığı ile muaccel olup olmadığı hususu yargılamayı gerektirdiğinden ilamlı icra yolu ile takibe konu edilemeyeceği-
Krediyi kullandıran tarafça, noter aracılığıyla krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adresine gönderilen hesap özetine, tazmin talebine veya ihtara tebliğ edildiği tarihten itibaren sekiz gün içinde itiraz edilmemesi halinde, ihtardaki borç miktarının kesinleşeceği, ancak, böyle bir durumda, borçlunun, kesinleşen borç miktarına ilişkin ödeme belgesi sunmak suretiyle itfa itirazında bulunabileceği gibi; ihtarnamedeki borç miktarına, takip tarihine kadar işletilen faiz miktarı ve faiz oranına da itiraz edebileceği-
Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin dayanağı sözleşmenin cari hesap, kısa, orta, uzun vadeli kredinin kullandırıldığını göstermemesi nedeniyle alacaklının İİK'nun 150/ı maddesinden faydalanamayacağı, bu haliyle ipotek belgesi İİK'nun 150/ı maddesinde belirtildiği şekilde borçlu cari hesap veya kısa, orta ve uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakti veya gayrinakti bir krediyi kullandıran banka tarafından ibraz edilmediğinden, bahsi geçen ipoteğin, İİK'nun 150/ı koşullarını taşıyan limit ipoteği dolmadığı, anılan ipotek, borçlu firmanın cari hesaplarının teminatını teşkil etmek üzere kurulduğundan ipoteğin İİK'nun 149. maddesinde düzenlenen anapara (karz) ipoteği olduğundan da söz edilemeyeceği-
Davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerekirken esastan reddine karar verilmesi ve bunun sonucu olarak davacı aleyhine fazla vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekeceği-
Hüküm, sadece vekalet ücreti yönünden davalı vekili tarafından temyiz edildiğine, davalı yargılama oturumunda kendisini vekille temsil ettirdiğine göre, HUMK'nun 423 ve devamı, HMK'nun 330. maddesi ile karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7.maddesi hükmü uyarınca; davalı vekili yararına avukatlık ücreti taktir ve tayini gerekeceği-
Her davanın açıldığı tarih itibariyle değerlendirilip sonuçlandırılması gerekliliği karşısında, konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp dava tarihi itibariyle ipotekle teminat altına alınan riskin devam edip etmediği hususu saptanıp varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Limit aşımı şikayetinin Yargıtay yerleşik içtihatlarına göre, kamu düzenine ilişkin ve süresiz olduğu-