TMK. 743 ve 744. maaddeleri uyarınca, bu sular yağmur, kar ve önü tutulmamış kaynak suları gibi öteden beri akan sular olduğu; alttaki komşu taşınmaz malikinin engeller yaparak bu suların arazisine girmesini önleyemeyeceği gibi, üstteki arazi sahibi de kendisine lazım olan sudan fazlasını kendi arazisinde tutamayacağı; ancak, söz konusu kaynağın suyu o taşınmaza yetecek kadar ise, alttaki taşınmaz sahibinin o kaynaktan su isteyemeyeceği; ne var ki, kaynağın suyu öteden beri çıktığı taşınmazın sınırlarını aşıyor ve alttaki komşu taşınmaza ulaşıyorsa, üstteki taşınmaz malikinin buna engel olamayacağı-
Taşkınlığın imar şuyulandırılması neticesinde oluştuğu tartışmasız olup, bu husus tarafların da kabulünde olduğu, çekişme konusu bölümde yeralan davalıya ait olan duvarın 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi kapsamına giren bir yapı durumunda bulunmadığı ve kaim bedel ödenmesine gerek olmadığından, davacının mülkiyet hakkına değer verilerek kaim bedel ödenmeksizin davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Geri çevirme neticesinde temin edilen belgelerden 18.06.2013 tarihli hükmen tescil ile dava konusu 146 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki 1/9 ar pay davacılar ve 1/3 er pay davalı adına kayıtlı iken yargılama sırasında 27.11.2013 tarihli satış işlemi ile davacılar A. ve S.diye'nin taşınmazdaki paylarını diğer davacı S.'e temlik ettikleri sabit olduğu, davanın devamı sırasında davacılar A. ve S.diye'nin taraf sıfatını yitirdiğinden, aktif husumet (sıfat) yokluğundan davanın reddine karar verilmesi ve anılan davacıların dava tarihi itibariyle mülkiyetten yargılama sırasında ise kayıttan kaynaklanan hakları dolayısıyla dava açma sıfatları bulunduğuna göre davalının yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği-
Davalının paydaşı olduğu kadastral parselde imar öncesi yapmış olduğu binanın imar uygulaması sonunda kayden davacılara ait çekişmeli imar parsellerinde kaldığı sabit olduğundan, kaim bedel ödenmek suretiyle elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin kabulüne karar verilmesi gerektiği- Davalının paydaşı olduğu kadastral parsele yapmış olduğu yapının davalının iradesi dışında ve idari karara dayalı olarak gerçekleştirilen imar uygulaması sonucu davacılara ait imar parselinde kaldığı gözetildiğinde, davalının davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden de söz edilemeyeceğinden, yargılama giderlerinden sayılan avukatlık ücreti ve diğer gider ve harçtan davalının sorumlu tutulmasının isabetsiz olduğu-
Çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin davada öncelikle el atmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerektiği-
Kamulaştırma nedeniyle tescile ilişkin kararın kesin olarak verildiği gözetilerek tapuya tescil edilip edilmediğinin araştırılması, kamulaştırma dosyasındaki irtifak hakkı tesis planının mahalline uygulanarak dava konusu yerle aynı yer olup olmadığının saptanması, aynı yer olduğunun tespiti halinde sonucuna göre hüküm kurulması, irtifak davasına konu olmayan A harfi ile gösterilen kısım için, bilirkişi tarafından belirlenen eski hale getirme bedelinin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Davalı tarafından yapılan duvarın altı taş üzeri briket kullanılarak inşa edildiği, 3194 sayılı Yasanın 5. maddesinde yapı tarif edilmiş olup, davacı parselindeki duvarın yapı niteliğinde olmadığından, davacının mülkiyet hakkına üstünlük tanınarak ve davada yıkım da istenmediği gözetilerek fen bilirkişisi krokisinde A harfi ile gösterilen bölüm üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu taşınmazın ifrazı sonucu oluşan, 144 ada 21 parsel sayılı taşınmaz, dava dışı Ö.E. adına kayıtlı olup, bu kişi davada yer almamıştır. Dava sonucu verilecek karar ile kayıt malikinin hukukunun etkileneceğinden, söz konusu taşınmaz maliki olan Ö.E.' nin, HMK. mad. 125 uyarınca davada yer almasının sağlanması, bu usuli eksiklik giderildikten sonra karar verilmesi gerektiği- Fatsa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin ceza yargılama sonucu, taşocağını işleten firma yetkilisinin üzerine atılı hakkı olmayan yere tecavüz suçunu işlediği sabit görülerek, mahkumiyetine karar verildiği ve kararın kesinleştiği, tespitlerde gözönünde bulundurularak, dava konusu ve taş ocağı olarak kullanıldığı iddia edilen alanın tereddüte mahal bırakmayacak şekilde açık ve net olarak saptanması için konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi refakatinde yeniden keşif yapılması, elatıldığı iddia edilen alan kamulaştırma alanı içerisinde kalmakta ise, kamulaştırma evraklarının da celbi ile taşınmazın mevcut durumu gözetilmek suretiyle, ecrimisil, eski hale getirme tazminatı ve yıkım isteklerinin buna göre değerlendirilmesi gerektiği-
Uzun süre programa alınmayan imar planının fiilen hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarenin, maliklerin taşınmaz üzerindeki tasarruf hakkını belirsiz bir süre için kullanılamaz hale getirdiği, dolayısıyla maliklerin taşınmazdan mülkiyet hakkının özüne uygun şekilde yararlanma olanağının kalmadığı, taşınmaz maliklerinin mülkiyet hakkının hukuksal bir nedene dayanılmadan idarece engellendiğinin açık olduğu- Bir kişinin taşınmazına eylemli olarak el atıp, tamamen veya kısmen kullanılmasına engel olunması ile, imar uygulaması sonucu o kişinin mülkiyetinde olan taşınmaza hukuken kullanmaya engel sınırlamalar getirilmesi arasında sonucu itibari ile bir fark bulunmadığı, her ikisi de kişinin mülkiyet hakkının sınırlandırılması anlamında aynı sonucu doğurduğu, ayrıca bundan da öte; yıllarca programa alınmayan imar planının fiilen hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip bulunan kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığı için yeterli bulunduğu, dolayısıyla, kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu olarak, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacıların, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebilecekleri-
Muhdesatın aidiyeti için açılan davanın, elatmanın önlenmesi davası yönünden bekletici mesele yapılması gerekeceği-