1. HD. 25.04.2016 T. E: 2015/2061, K: 5047-
Taşınmaz mal üzerinde kalıcı yapı niteliğinde olan yayla evine ilişkin olduğu ve davacının, mülkiyet hakkına istinad ederek davayı açmış olduğu anlaşıldığından, davanın, TMK. mad. 981 vd.nda yer alan "zilyetliğin korunması davası" niteliğinde bulunmadığı, uyuşmazlığın, TMK'nun 683. maddesi gereğince çözümlenmesi gerektiği-
davada taraflarca getirilme ilkesi geçerli olduğundan taraflara yeniden delil bildirme imkanı tanınamayacağı- Tüm paydaşları bağlayan harici taksim ya da tüm paydaşları kapsayacak şekilde fiili kullanım durumunun bulunup bulunmadığı tespit edilmeyip, taşınmazdaki katların kimlerin kullanımında olduğu, kiraya verilmişse hangi bölümlerin kim tarafından kiralanıp kira bedellerinin alındığı saptanmamış olup, davalı ...'ın taşınmazda kullandığı bir yerin bulunup bulunmadığı, var ise nereyi kullandığı, terk etmiş ise; hangi dönemde kullandığı açıklığa kavuşturulmamış, boş bina bölümlerinin bulunup bulunmadığı, davacının taşınmazda kullanabileceği yerlerin olup olmadığı belirlenmediğinden belirtilen hususlar açıklığa kavuşturularak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davacının TMK'nun 981 ve devamı maddelerinde yer alan zilyetliğin korunması davası niteliğinde bulunmadığı, TMK'nun 683. maddesi gereğince uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekip, dava konusu eve ilişkin taraf delillerinin eksiksiz şekilde toplanıp değerlendirilip sonucuna göre ev bakımından uyuşmazlığın esasına ilişkin hüküm kurulması gerektiği-
E.tmanın önlenmesi isteğine ilişkin davada, bilirkişilerden oluşan heyet ile taşınmaz başında keşif yapılarak; elatıldığı iddia edilen çekişmeli bölümün, kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenip bu bölümün krokide işaretleneceği-
Orman sınırları dışına çıkartılan taşınmazların, çıkarma işleminin kesinleştiği tarihten itibaren kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile iktisap edilemeyeceği-
Davacı, bankada müşterek hesapta bulunan paranın edinilmiş mal (TMK. mad. 219) olduğunu iddia etmemiş, paranın kendisine ait olduğunu belirtmiş olduğundan, bu talebin, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin alacak talebi olmayıp, bankada ortak hesapta bulunan paranın aidiyetine ilişkin TMK. mad. 683'e göre, "adi istihkak davası" niteliğinde olduğu ve uyuşmazlığın çözümü genel hükümlere göre olması gerektiği-
Çekişmeli bölümde davalının kayda dayalı bir hakkı bulunmadığından, mahkemece, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 693/son Maddesi gözetilerek elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı- Davalı taşınmazı muvafakata dayalı olarak kullanmakta iken 31/03/2011 tarihinde tebliğ edilen ihtarname ile muvafakatin geri alındığı, dolayısıyla davalı ihtarnamenin tebliğinden itibaren kötüniyetli duruma geldiğinden, ihtarnamenin tebliği ile dava tarihi arasındaki dönem için belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekeceği-
Dava konusu yerin H.veli Köyü yayla sınırı içinde kaldığı belirtildiğinden köye ait mera kayıtları araştırılıp yöreyi bilen ve davacı köy ile dava konusu taşınmazın bulunduğu köy (veya köyler) dışındaki köylerden yaşlı bilirkişiler araştırılıp, toprak tevziiye ait kroki ile birlikte tüm kayıtlar mahalline uygulanarak keşfi takip etmeye elverişli kroki düzenlettirilerek, sonucuna göre bir karar verileceği-
Çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve tazminat isteklerine ilişkin açılan davada, davanın, hükmedilmesi istenen tazminat miktarı üzerinden harç ödenmek suretiyle açıldığı, el atmanın önlenmesi yönünden harç yatırılmadığı gibi, yargılama sırasında da bu yönden harç ikmali yapılmadığının anlaşıldığı- Harcın alınması veya tamamlanması tarafların isteklerinde olmayıp, bu hususun mahkemece resen gözetileceği ve yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı- Davada ileri sürülen isteklerden elatmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerektiği-